Nikola Kalinić: “Üç final oynadık, bir kupa kazandık ve bunun %50 oranına ulaşmasını istiyorum” | ÇEVİRİ

Son birkaç senedir Turkish Airlines EuroLeague’de Nikola Kalinic kadar istikrarlı ve başarılı olabilmiş çok az oyuncu var. Kalinic, Fenerbahçe’deki dördüncü sezonunu geçiriyor bu sezon ve 2017’de takımının bir şampiyonluk kazanmasına, hem 2016’da hem de 2018’de finale ulaşmasına yardımcı oldu. Final Four’da maç başına 14,5 sayı, 5,5 ribaund ve 5,5 asist ortalaması ile Fenerbahçe’nin şampiyonluk yaşadığı o sezon takımın liderlerinden biriydi. Sert bir savunmacı olarak, Fenerbahçe’nin ikinci şampiyonluğunu kazanması için elinden geleni ardına koymayacak!

Efes’e karşı kaybettiğimiz tek maç dışında sezona gayet iyi başladık. Hatta bence ona rağmen de gayet iyi bir başlangıç diyebiliriz çünkü hepimiz çok çalışıyoruz ve takım oldukça iyi basketbol oynuyor. Onlara bu sezon kaybettiğimiz iki maçın ardından geçen akşam, Efes’i Türkiye Ligi’nde yendik. Fenerbahçe’de oynadığınız zaman, eğer bir takım sizi iki kere yenerse ve özellikle de bu takım yerel bir rakipse onlara karşı motivasyonunuz farklı oluyor, peşlerinden koşuyorsunuz adeta. Yani başlangıcımız oldukça iyi bence. Milli takımlardan ayrı, boş olarak geçirdiğimiz bu yaz dönemi hepimizin sezona rahat bir başlangıç yapabilmesini sağladı. Kendimizi tazeledik, sakatlıklarımız iyileşti ve oyunumuzu geliştirmek için çalışabildik.

Tyler Ennis’in sakatlığı hariç her şey şu ana kadar iyiydi. Bir basketbolcunun bu şekilde düştüğünü görmek çok üzücü. Hepimiz bunun işimizin bir parçası olduğunu biliyoruz. İlk yaptığım şey doktorlarla konuşmaktı ve bana bunun milyonda bir yaşanabilecek bir senaryo olduğunu, sadece yanlış bir açı ve yanlış türde bir basınç bir araya gelince kemiğin bu şekilde zarar görebileceğini söylediler. Peki biz ne yapabiliriz? Elimizden gelen tek şey mümkün olduğu kadar ona destek olmak. Bugün antrenmanda bizi ziyarete geldi ve daha şimdiden yürüyebiliyor. Kemiğinin içine bir şey yerleştirmişler. Onun için zor bir süreç olacak ama ben onun iyimser olduğunu ve her şeyin iyiye gideceğini düşünüyorum.

Takım, Erick Green ile anlaşarak çok doğru bir hamle yaptı. Zeljko’nun istediği her bilgi zaten onda mevcut. Sistemimize alışması biraz zaman alacak muhtemelen ama harika bir basketbolcu. Daha önce defalarca ona karşı oynamıştık. Hepimiz onun ne kadar yetenekli bir oyuncu olduğunu ve her pozisyondan şut atabileceğini biliyoruz. Bize çok yardımı olacak.

Bayern Münih’e karşı bir galibiyet alarak kapattık geçen haftayı. Sahada o kadar çok Sırp vardı ki! Bayern’de Jovic, Dangubic, Lucic; bizim takımda ben ve Guduric, iki koç da Sırptı. Hatta Vesely ve Lauvergne’nin de Partizan’da oynadığını düşündüğünüzde tablo inanılmaz bir hal alıyor. Birçok kişi Adriyatik Ligi’nden bir maç izliyormuşuz gibi hissettik diye mesaj atmış bana. Hem Kızılyıldız’dan hem de Partizan’dan yolu geçmiş bu kadar çok ismi bir arada görmek çok ilginçti. Sırp milli takımı son birkaç senedir çok iyi gidiyor ve EuroLeague’de oynayan birçok oyuncu var. Hatta NBA’de bile oynayan bir sürü isim var: Bogdanovic, Teodosic, Marjanovic, Jokic…  Eminim ki Sırp taraftarlar bu durumdan çok memnundur ve bizde bunu ülkemizdeki çocuklara daha iyi basketbol oynamayı öğretebilmek için kullanmalıyız.

Bir noktada, sahada yedi Sırp oyuncu ve iki tane Sırp koç vardı, gerçekten çok keyifliydi. Çok zor ve sert bir maçtı. Biraz meydan muharebesi tadında geçti. Bence Bayern bu sezon EuroLeague’in sürpriz takımı olacak ama neyse ki biz kazanıp galibiyetlerimize dönüş yapabilmeyi başardık. Maçı kaybederseniz maçtan sonra hiçbir şey yapmak, hiçbir yere gitmek istemiyor canınız. Bu yüzden maçtan önce, maç günü, antrenmanlar arasında ufak sohbetler etmeye çalıştık ancak hepimiz gayet iyi arkadaşız. Daha önce defalarca aynı takımda veya rakip olarak sahaya çıktım Sırp arkadaşlarımla.

Şu an Guduric ve ben Kızılyıldız’ı; Zeljko, Lauvergne ve Vesely ise daha önce Partizan’ın bir parçası oldukları için Partizan’ı destekliyorlar. Futbolda veya basketbolda derbiler olduğunda birbirimize takılıp şakalar yapıyoruz ama hepsi eğlence amaçlı, hiçbirimizin çılgın taraftarlar olduğunu sanmıyorum. Kızılyıldız son dönemde daha iyiydi bu yüzden sürekli onlarla uğraşıyorum, sporda rekabetin kuralı bu! Bu sataşma işlerinin en tecrübeli ismi olan Pero Antic’i çok arıyoruz ama. Muhtemelen takımda Kızılyıldız’ı en çok takip eden kişi oydu. Genel olarak hepimiz Fenerbahçe’ye odaklanmış durumdayız çünkü önemli olan bu.

Önümüzdeki altı maçın beşini, Baskonia deplasmanı ile başlayarak, deplasmanda oynayacağız. Bu konuda fikirler genel olarak ikiye ayrılıyor: Kimine göre iyi takımlarla deplasmanda şu an karşılaşmak daha iyi, kimine göre ise takım tam potansiyeline ulaştığında, daha ilerleyen zamanlarda zor deplasmanlara gitmek daha iyi. Ligin artık sonlarına yaklaşıldığında artık hiç şansı kalmayan bazı takımlar ligin başlarındaki kadar veya bir hedefi olan büyük takımlar kadar sert oynamayabilirler. Bana sorarsanız her maç kendi içinde zor ve diğer maçlardan farklı. Ligin başında evimizde üç maç oynadık şimdi ise Kasım ayının neredeyse tamamını deplasmanlarda geçireceğiz. Ne yapabiliriz? Tıpkı Kaunas’taki gibi şimdi de hazırız. Kaunas harika bir takım ve Final Four’da bize kaybettikten sonra bize karşı olan motivasyonları da oldukça yüksekti.

Sırada Baskonia var ve kendimizi hazırlamak zorundayız. Son dönemde geçen sezonki play-off serisi ve 2016’daki Final Four yarı final maçı gibi çekişmeli karşılaşmalar yaşandı aramızda, o yüzden bu maç ilgi çekici olacaktır. Zor bir maç olacağını biliyoruz ve maç için gerçekten sabırsızlanıyorum. Bu sezon Final Four’un da o salonda oynanacağını düşündüğünüzde bu maç biraz daha özel bir hale geliyor. Umuyoruz ki bir kez daha Final Four’a ulaşabiliriz, Fenerbahçe için üst üste beşinci benim için üst üste dördüncü olacak eğer başarabilirsek. Biraz şansa, doğru anlarda doğru motivasyona ve sakatlıksız bir sezon geçirmeye ihtiyacımız olacak. Her şeyden biraz biraz. Oraya ulaşabilmek için gerçekten çok çalışmamız ve eğer ulaşabilirsek orada elimizden gelenden de fazlasını vermek zorundayız. Şu ana dek üç tane final maçında oynadık ve sadece bir kupa kazandık, bu yüzdeden hiç memnun değilim. %50 oranına ulaşmak beni çok mutlu eder.

Yapabileceğimiz en akıllıca hareket maç maç düşünerek hareket etmek. Bu uzun EuroLeague sezonunun daha henüz beşinci maçındayız. Size geçen senenin Final Four’unu ve Real Madrid’e kaybettiğimiz final maçını düşünmüyoruz hiçbirimiz dersem yalan söylemiş olurum. Hepimizin zihninin bir köşesinde ve yeniden orada olmak istiyoruz. Fakat orada olmanın tek yolu her maç en iyinizi ortaya koymak. Biz de bunu deneyeceğiz, en iyi oyunumuzu oynamayı!


Orijinal kaynak | euroleague.net

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlgili Haberler