NBA’de büyümek, sırrı bilmeyen tek kişi sizmişsiniz gibi… | #çeviri

Dokuz yılın her birinde takıma bir şey ekledik. Her yıl yeni bir ya da iki oyuncu geldi. Her yıl, yeni bir karakter ekledik. Blake,CP ve J.J’in yanında antrenör Rivers takımın kalbini oluşturdular. Bu yaşanırken farkında değildim ama koca bir kulübün yeniden inşaasını en ön sıradan izlediğimi şimdi fark ediyorum. Dokuz yıldan sonra – ve sanırım dokuz yılın hemen hemen hepsi bunun için gerekliydi- bir takım olarak bir araya gelmenin ve tüm kariyerini bir takımda geçirmenin ne kadar özel olduğunu anladım

Bu yıl, çaylak pivotumuz Diamond Stone ile çalışmak için çok zaman harcıyorum. Diamond, yetenekli ve ham- tıpkı benim gibi bir yıl boyunca kolej oynayan ve 19 yaşında lige giren bir çocuk. Ve Diamond, saha dışında çokça saçmalıyor. İkimiz arasında çok fazla benzerlik görüyorum. Sezonun başlarında, ona rastgele zamanlarda telefon açıp, ondan saçma isteklerde bulunuyordum. Bilirsiniz, tipik çaylak şeyleri. Çoğunlukla onu 24 saat açık marketlerden abur cubur alması için gönderirdim.

Gecenin bir yarısı markete gitmek demişken…

Latteli yıllara geri dönelim… Özellikle, vanilyalı soy chai latte. Muhtemelen çaylak yılımda 150 vanilyalı chai latte sipariş ettim. O yıldan sonra ise asla!

Çünkü Baron Davis’in kahve keyfi böyleydi: Vanilla soy chai latte. Beni ilk kez Starbucks’a gönderdiği zamanı hatırlıyorum – yaz kampının başındaydı. Baron’un bir efsane olduğunu düşündüğüm için onu etkilemek istedim. Yeni adam olarak işimin o ne derse onu yapmak olduğunu biliyordum.

Bilmediğim şeyse onun garip biri olduğuydu.Çok garip(iyi anlamda söylüyorum tabii ki). Nevi şahsına münhasır.

Beni arardı- günün herhangi bir saatinde – ve çağrılar daima tek cümle olurdu.

“Hey çaylak… Git bana bir vanilya chai latte getir.”

Karşılık beklemezdi.

“Soya ile. Sosu unutma. “

Sonra telefonu kapardı.

İlk seferimde kendi telefonuma “Vanilya chai latte soya unutma” mesajını attım, unutmamak için. Geri geldim, gurur duyuyordum, bir stajyerin ilk günü gibi. Ama ona siparişini verince Baron bir yudum aldı, bana baktı ve çöpe attı. Ve sadece uzaklaştı. Yanlış emri geri getirseydim ne olurdu acaba?

Baron beni birkaç günde bir arardı. Aynı konuşma. Aynı emir. Bazı günler tüm içeceği içerdi, ama bazı günlerde, bardak ağzına kadar dolu olarak masanın üstünde dururdu.

Gerçek şu ki, Baron bana ve diğer çaylaklara şaka yapmayı seviyordu ve şakaları yapıyordu çünkü bize değer veriyordu. İdmanda ve maçlarda daima “Bravo DeAndre” veya “Güzel oyun, genç dostum” diyen tecrübeli bir adamdı. Hepsi bana çok şey ifade etti.

Bu lattelerden dokuz yıl sonra, Diamond’a aynı şeyi yapıp, yapamayacağımı merak ediyorum, ona atıştırmalıklar getirdiğimde Baron’un bana yaptığı gibi.

Sanırım ben daha naziğim, yapamam.

“Hey çaylak… Git bana bir vanilya chai latte getir.”

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlgili Haberler