EuroBasket 2015 | Hırvatistan

İspanya veya Litvanya gibi en alt kademe basketbol okullarından başlayarak aynı basketbol doktriniyle oyuncu yetiştirmeyen ülke milli takımlarının başarı planlamaları kesin ve basit stratejiler üzerinden kurgulanmalıdır. Bu husus şüphesiz oyuncu temellidir. Yani etrafındaki takım arkadaşlarının işini kolaylaştıran oyuncular çizilen planların merkezine oturtulmalı, yan unsurlar bu istikamette belirlenmelidir. Bu durum oyuncunun ne kadar kaliteli olduğuyla ilgili değildir. Örneğin Ersan İlyasova son derece kıymetli bir oyuncudur ancak Ömer Aşık gibi bir oyuncuya sahip olmak Ersan başta olmak üzere her oyuncunun iş konforunu yükseltir.

Söz konusu Hırvatistan ise işleri kolaylaştırabilecek doğru oyuncu Ante Tomic’tir. Bu durum Tomic’i Hırvatistan’ın tartışmasız bir numaralı skor opsiyonu yapmaz ancak şüphe götürmez bir şekilde oyunun merkezine koyar, daha doğrusu koymalıdır. Aslında Jasmin Repesa döneminde geçen süre itibariyle Hırvatistan’dan göremediğimiz tam manasıyla budur. Son iki önemli turnuva ekseninde düşünüldüğünde oyunu herkes için kolaylaştıran bir parça etrafında dizayn edilmeyen bir milli takım oldu Hırvatistan. Altını tekrar çizmekte fayda var; bahsettiğim özellikleri Ante Tomic’i Bojan Bogdanovic’in çok daha üstünde bir oyuncu haline getirmiyor, bu konu etraflıca tartışılabilir. Ancak kesin olan bir şey varsa Tomic’in yüksek saha görüşü ve oyun kurma becerisi olmayan bir kadroya uyum sağlamasının takımın Tomic merkezli bir oyun planına uyum sağlamasından çok daha zor olduğudur.

317196_1

Velimir Perasovic’in alıp almayacağını göreceğimiz en kritik karar bu, yani Hırvatistan adına büyük resmi çizerken o resimde dikkati çekmek gereken ilk nokta hiç tartışmasız Tomic meselesidir.

Bu noktada Ante Tomic’i pek çok kişiye göre Euroleague’in en kıymetli pivotu yapan etkenlere göz atmakta mutlak fayda var. Tomic merkezli bir oyun kurmak en başta topsuz hareketin azami önem taşıdığı bir strateji benimsemekle mümkündür. Zira Tomic tüm dünyada saha görüşü ve pasörlük kabiliyeti açısından zirveye oynayabilecek bir uzundur. Dolayısıyla bu imkandan kısaların mümkün olduğunca istifade etmesi gerekir. Hatta şutör uzunlar dahi Tomic’le ciddi bir ivme kazanabilir. Bunun en son örneğini sakatlık belasına yakalanmadan önce Justin Doellman’da gördük. Boş pozisyonu okuyabilme anlamında büyük bir yetenek Doelmann. Ama daha önemlisi uygun pozisyonları bulduğu anda doğru servislerle besleneceğinin garanti olması, garantörü ise Tomic’ten başkası değil. Böyle bir oyuncudur işte Ante Tomic. Yüksek postta veya sırtı dönük oyun sırasında, hiç fark etmez, hemen her pozisyonu doğru servislerle anlamlı kılabilir.

Peki Barcelona’da Tomic’i böylesine yükselten oyun planının ne kadarını Hırvatistan’da görebiliyoruz. Çok çok azını. Hatta bir maç boyunca 2-3 defa görmek bile şaşırtıcı. Bir antrenör başka bir oyun planı kurgulamayı elbette tercih edebilir ancak bir milli takım koçunun böylesine keskin bir planı elinin tersiyle itme hakkı olamaz, olmamalı. Jasmin Repesa ise geçtiğimiz iki yaz dönemi boyunca yaptı bunu.

Hırvatistan’ın topu elinde isteyen, topu seven oyunculara sahip olduğuna şüphe yok. Bojan Bogdanovic başta olmak üzere Roko Ukic, Dario Saric ve hatta Mario Hezonja topu fazlasıyla seven isimler. Aynı şekilde Krunoslav Simon perde sonralarında Ömer Onan vari topla potaya gidişlerle başarılı sonuçlar elde edebiliyor ve bu özelliğini oyununun önemli bir parçası haline getirmiş durumda ancak hücum planını bu oyuncuların insiyatifine bırakmanın turnuva genelinde olumlu sonuç vermesine olanak yok. Oyuncuların sahip olduğu yeteneklerin kıymetsiz olmasıyla ilgili bir durum değil bu. Sadece bu birebirlerin sürekli hale gelmesinin topsuz hareketleri minimize etmesi ve Hırvatistan’ın kolay savunulabilir bir hal almasıyla ilgili. Zira doğru oyun planı sahip olunan tehditleri çok daha ürkütücü hale getirecektir. Bu doğru plan sivri bir zeka üzerinden şekillendirilmelidir. Yani Tomic üzerinden. Mevcut kadroda sahip olunan özel yeteneklerin varlığını hasır altı etmez bu plan, tam tersi; yüceltir.

Öyle ki Bojan Bogdanovic Euroleague tarihinin gördüğü en özel skorerlerden birisidir. Dario Saric’in aldığı ribaundlar sonrası topla karşı tarafa geçip hücumu erken başlatması çok kıymetli ve bir o kadar gereklidir. Ya da Roko Ukic gibi bir silah, istikrarlı olmak şartıyla hiçbir şekilde hafife alınamaz. Aynı zamanda konsantre bir Mario Hezonja da gözden kaçmayacak kadar ürkütücü bir skor tehdididir ancak bunların hepsini anlamlı hale getirecek olan Ante Tomic merkezli bir oyun planıdır. En azından an itibariyle şartlar buna işaret etmektedir. Aksi halde ortaya çıkan tabloda rolleri belirsiz, dağınık ve B planı ,hatta zaman zaman A planı, olarak Bojan Bogdanovic’in birebirlerine başvurmaktan başka kozu olmayan bir Hırvatistan gördük, göreceğiz. Aynı zamanda Tomic; sahip olduğu özellikleri sürekli kullanmak yerine sıklıkla hücum ribaundu kovalayan bir işçiye dönecek, bu da onu hiç mutlu etmeyecektir.

Son turnuvalarda izlediğimiz Hırvatistan’da olduğu üzere uzunları besleme adına en önemli plan pick&roll olacak ve Tomic sıradanlaştırılacaksa Luka Zoric’le başlanılan bir ikinci yarıyı yeniden görme ihtimali de sürecek demektir.

Aslında bu konuyla ilgili sembolik bir hücum varyasyonunu örnek verebiliriz. Aşağıdaki pozisyonda Tomic -Hırvatistan’ın Saric ve Bogdanovic üzerinden de uygun zamanlarda kullandığı üzere- potaya yakın pozisyon alıyor. Bojan Bogdanovic ise Tomic’e bakmak yerine penetre tercihinde bulunuyor. Bu pozisyondan genel bir sonuç çıkarılması etraflı bir Hırvatistan analizi sonucunda fazlasıyla mümkündür. Zira sadece Bogdanovic’in skorer içgüdüleriyle açıklanamayacak bir pozisyondan bahsediyoruz. Böyle bir pozisyonu İspanya üzerinden simüle ettiğimizde Gasol kardeşlerden birinin aynı pozisyonu alması durumunda topu eline alacak ismin Navarro olması bile pota altına servisin yapılmasına engel olmayacaktır:

Hırvatistan’la ilgili işin bir yönü bu. Sıra parkenin diğer tarafında. Çeşitli sıkıntıların yaşandığı ve bu sıkıntıların bazı zamanlarda kabul edilemez bir hal aldığı dakikalar savunmada başlıyor. Ülke karakteristiği halini almaya başlayan bir sıkıntıdır: Hırvatistan kadrosunda temastan beslenen, temasla yükselen bir oyuncu göremiyoruz son zamanlarda. Ama yaşanan savunma sıkıntıları bundan ayrı. Ya konsantrasyonla ilgili ya da eksik çalışmayla. Ancak Hırvatistan savunması orta düzey bir pas temposunda dahi adam/alan paylaşımında çok ama çok ciddi hatalar yapıyor.

Geçen yıl FIBA Dünya Kupası’nda oynanan Yunanistan karşılaşmasında buna ilişkin ciddi örnekler görmek mümkün. Yunanistan; Spanoulis ve Diamantidis gibi iki önemli oyuncusundan yoksundu ancak hücumun temel prensiplerini uygulama noktasında her zaman olduğu gibi yine başarılılardı ve sonuç itibariyle ciddi arızalar yaşattılar Hırvatistan savunmasına. Ancak komplike hücum organizasyonlarına gerek olmadı bu sıkıntıları yaşatmak için. Son derece basit ve temel hücum planlamalarıyla delik deşik oldu Hırvatistan savunması.

Sorunun kaynağında ise ikili sıkıştırma sırasında yapılan hatalı alan paylaşımları yatıyor. İkili sıkıştırmaların başarısını sıkıştırmayı yapan ikilinin dışında kalan üç oyuncunun alanı ve pas açılarını ne kadar doğru açılarla kapamaya çalıştığı belirler. Şüphesiz bazı zamanlarda yüksek pas akışı karşısında yapacak bir şey kalmaz ancak aşağıdaki pozisyonda gayet sıradan bir servis var ve bu durum bahsettiğim hataların ortaya çıkması için fazlasıyla yeterli.

Bourousis’e Saric ve LaFayette tarafından ikili sıkıştırma yapılıyor ancak sadece pozisyonu izlemekle yetinen ve doğru açıya yerleşmeyi zerre umursamayan Tomic ve Simon nedeniyle Bogdanovic, Printezis’in arkasına geçiyor. Ama şartlar Zisis için son derece uygun:
 
k-hırvat1

Bir sonraki pozisyonda ise Yunanistan’ın en keskin şutörlerinden biri olan Kostas Vasiliadis sıradan bir topsuz koşuyla boş bir şut imkanı yakalıyor. Bogdanovic ise o sırada Kaimakoglou’nun perdesinden yeni haberdar:
 
k-hırvat2

Bu mevzuyu tatsız bir pozisyonla kapatabiliriz. Dünya Kupası’na NBA şampiyonu olarak gelen ve Popovich’in saha görüşünü sömürdüğü Boris Diaw topu elinde tutmasına karşın LaFayette amaçsız bir pozisyonda bekliyor. Doğaldır ki devamında üçlüğü buluyor Antoine Diot:
 
k-hırvat3

Dediğim gibi. Hırvatistan’ın yaşadığı savunma sıkıntılarını oyuncu profilleriyle açıklamak zor. Ortada sürekli hale gelen kronik bir sıkıntı var ve gayet sıradan, hatta durağan hücumlarda bile Hırvatistan’ın bu açığı verdiğini görmeye devam edebiliriz.

Öte yandan bu takımın sahip olduğu önemli bir yetenek havuzu var. FIBA Dünya Kupası için son derece üst düzey 2 oyuncu ve üst düzey oyuncu olma potansiyeline sahip parçalar mevcut. Sırbistan veya Yunanistan kadar görkemli ve korkutucu bir kadroya sahip değiller fakat kağıt üzerinde çantada keklik olarak değerlendirmeleri de mümkün değil. Ancak net bir saha içi liderinin varlığından bahsetmek imkansız.

Bogdanovic de Tomic de Euroleague düzeyinde her takımın en kıymetli 2 parçasından biri olabilirler. Kanımca Bogdanovic’i çok parlak bir NBA kariyeri bekliyor üstelik. Ancak bu onları iyi bir lider yapmıyor. Şunu da söylemek gerekir ki hiçbir iyi oyuncu iyi bir lider olmak zorunda değildir. Tomic ve Bogdanovic için de bu geçerli.

Kulüp kariyerlerini dahi bu doğrultuda değerlendirmek mümkün. Fenerbahçe Ülker’de geçirdiği yıllar boyunca Bogdanovic’in takımın en önemli skoreri olmasına karşın beklenilen liderlik rolünü üstlenemiyor oluşu Obradovic dahil olmak üzere her koçu ikileme düşürmüştü. Tomic ise Olympiakos-Barcelona serisinin en değerli 2 oyuncusundan biri olmasına rağmen kötü gidişe, sürekli yanlışa sürüklenen oyuna başkaldırıda bulunamamış, bu rolü bir kez daha Juan Carlos Navarro üstlenmişti.

Hırvatistan’ın uzun yıllardır herhangi bir turnuvada sürpriz dahi yapamıyor oluşunu seçilen yanlış stratejilerle birlikte bu durumla da ilişkilendirmek hayli mümkün. Aynı şekilde maç içinde ve maçlar arasında ciddi tutarsızlıkların varlığının da lider eksikliğiyle ilgili olduğunu söyleyebiliriz. Zira Hırvatistan her an, her saniye farklı bir ruh haline bürünebiliyor.

Bu anlamda Bojan Bogdanovic’in 2014 FIBA Dünya Kupası’yla ilgili söylediği şu sözler önemlidir: “Arjantin karşısında harika oynadık ancak bir sonraki gün Senegal’e kaybettik. Bu, neden oldu? Dürüst olmak gerekirse bilmiyorum. Ancak bu ilk defa olmuyor. Milli takımda buna benzer şeyler yıllardır oluyor.”

Değerlendirilmesi gereken bir diğer nokta da devşirme seçimi. Kurgulanması gereken oyun yapısının Tomic merkezli olması veya olmamasından bağımsız olarak topsuz oyunu gelişmiş aynı zamanda savunmada direnç merkezi olabilecek bir oyuncu Hırvatistan’ın tam ihtiyacı olan oyuncu tarzı. Oliver LaFayette savunmada iyi bir pres gücü olmakla birlikte topsuz savunmada ciddi takip ve yardım zamanlaması sıkıntıları yaşayan bir oyuncu. Sahanın diğer tarafında ise topu elinde her an görmek ister. Öte yandan üst düzey bir penetre gücüne de sahip değil. Dolayısıyla Hırvatistan’a yaptığı katkının daha fazlası aynı düzeyde fakat farklı profilde bir devşirmeden alınabilirdi. 2013 Avrupa Basketbol Şampiyonası’nda Draper’ın pas opsiyonu olma konusunda belli maçlarda gösterdiği başarıya karşın LaFayette için bunu söylemek kolay değil.

Sakatlığının ardından Perasovic’in olası bir doğru hücum düzenlemesi Hırvatistan adına olumlu sonuç çıkartabilir. Hızlı hücum fırsatlarının değerlendirildiği, insiyatifin Tomic-Bogdanovic ikilisi üzerinde daha fazla ve çok daha rahat yoğunlaştığı nispeten daha sağlıklı bir yapı kurulabilir. Bu yapının kurulup kurulmayacağı, kurulması varsayımında saha içinde ne düzeyde alışkanlık haline getirileceği ise Hırvatistan’ın turnuvadaki kaderini belirleyecek ve LaFayette’in yaşadığı sakatlığın sonuçlarına verilen tepkinin ne yönde seyrettiğini gösterecek. LaFayette’in sakatlığı sıradan bir “iyi oyuncudan faydalanamama” durumu değil. Ve sonuçları da mutlak negatif olamaz. En azından böyle olmaması adına Perasovic’in elinde bir fırsat var.

Sonuç itibariyle Hırvatistan yüksek yetenek seviyesiyle birlikte bilinmezlik taşıyan oyunculara sahip. Her takım için potansiyel bir tehdit olabileceği gibi üstüne basıp geçilebilecek bir rakip halini de alabilir. Velimir Perasovic’in takımı ne yönde etkilediğini, eksik ve yanlışlıkları giderip gideremediğini bu turnuvayla göreceğiz ancak 2013 Avrupa Basketbol Şampiyonası ve 2014 FIBA Dünya Kupası itibariyle vaziyet bu yöndedir.

Son olarak Bogdanovic’in turnuvayla ilgili düşüncelerine yer verelim: “Maç maç düşünmeliyiz. Çıkıp “madalya alacağız” demek akıllıca olmaz çünkü uzun süredir böyle bir başarı yakalayamadık. Tabi ki hepimizin aklında bu var.”

“Başlangıçta bir önceki Avrupa Basketbol Şampiyonası’nda olduğu gibi grubu iyi sırada bitirmek için çalışacağız. Bu sayede bir sonraki aşamada daha kolay bir rakiple karşılaşabiliriz. Umarım taraftarlar turnuvadan sonra sonuç ne olursa olsun takımı ve koçu desteklerler.”

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlgili Haberler