En kritik günde, en kritik maç! | Rakibimiz İtalya! #FIBAU20Europe

Pvv0CfzLnEGoH0KLvneYow

U20 Avrupa Şampiyonası’nda artık sona geliyoruz. Şampiyonanın bitmesine sadece üç gün kaldı. Sırada çeyrek final karşılaşmaları var. Rakibimiz ise ters bir takım olan İtalya.
”Her top son topmuş gibi” sloganıyla 2010’da yola çıkmıştık. Şimdi ise yıl 2016. Bu jenerasyon, bu zamana kadar oynadığı üç çeyrek final karşılaşmasından da galip ayrıldı.(2012 Kaunas, 2014 Konya, 2015 Girit) Sırada ise dördüncüsü var ve saat 14:00’da İtalya ile kozlarımızı paylaşacağız. Öncelikle Millilerimiz ile başlayalım. Turnuvaya çok net bir Litvanya galibiyeti ile başlamıştık. O maç bizim adımıza muazzam geçmişti. Daha sonrasında Almanya ile grup karşılaşmalarına devam ettik ve ilk zor sınavımızdan son çeyrekteki başarılı oyunumuzla galip ayrıldık. Macaristan maçı ise tamamiyle bir formalite mücadelesiydi ve tüm rotasyonumuzu sonuna kadar kullandık. Son 16 turundaki Fransa karşılaşması, bizim adımıza pek de iyi geçmedi açıkçası. Bu maça biraz olsun değinmek izliyorum. Güç bela izlediğim karşılaşmaya çok da iyi başlayamadık. Fransa bizi şaşırttı ve alan savunmasıyla mücadeleye başladı. Biz ise bu alan savunmasını bir türlü çözemedik. Yiğit Arslan ve Berk Uğurlu‘nun penetreleri bizi bir yere kadar taşıdı fakat, dakikalar ilerledikçe buram buram terlemeye başladığımı söylemem gerekiyor. Koçumuz Ömer Uğurata da bana göre şütörlerimizi oyuna biraz geç aldı. Muhakkak ki bir plan vardır tabii ki ama biraz daha erken müdahale edebilirdi. Nitekim de Mert Çevik hamlesiyle birlikte işler bize doğru döndü. Mert Çevik ve Yiğit Arslan‘ın attığı toplam altı üçlük bizi bir faciadan kurtardı. Ömer Faruk Yurtseven‘in de içeriden şütörlerimize destek vermesi, hem oyunu açmamızı sağladı, hem de Fransa’yı daha çok yıpratmamızı. Nitekim de sahadan, kalitemizin de ağır basmasıyla birlikte 82-75 galip ayrıldık ve adımızı çeyrek finale yazdırdık.

vsrBao-_rE2tEXQYQ5JjBQ

İtalya‘ya dönecek olursak; onlar da turnuvaya Çek Cumhuriyeti mağlubiyeti ile başlayarak herkesi şaşırtmıştı. Ancak ben hiç şaşırmadım. Çünkü onlar bu tip sürprizlere alışkın bir ekip. 2014 Konya’da da Belçika yenilgisiyle turnuvaya başlamışlardı. Burada da Azzuriler, yani Türkçe anlamıyla Gök Maviler, yine böyle bir senaryo ile karşı karşıya kaldı. Diğer karşılaşmalarında da beklenen form düzeyini yakalayamadılar ve gruptan üçüncü olarak çıktılar. Gruptan üçüncü sırada çıkmalarının yanında Federico Mussini‘yi de istenilen şekilde devreye sokamadılar. Bu onlar adına son 16 turu öncesi büyük bir handikaptı. Çünkü Mussini’yi biliyorsunuz, yüreğiyle oynayan bir oyuncu ve dışarıdan muazzam bir tehdit. Onun kötü oyunu eğer son 16 turunda da devam etseydi, şansları bana göre oldukça düşüktü. Nitekim de bu soru işaretleri ile çıktılar Sırbistan karşısına. Son çeyreğe de 10 sayı geride girdiler ve dediğimiz sorunları harfiyen yaşadılar. Ancak son periyot ile birlikte öyle bir hava yakaladılar ki, tabiri caizse ortalık yangın yerine döndü. Önce 1998 doğumlu Davide Moretti, daha sonra Federico Mussini derken bir anda skorda öne geçtiler ve oyun tamamen onlara döndü. Eee bu karışıklıkta Diego Flaccadori de ekmeğini çıkartınca, adlarını çeyrek finale yazdırmayı başardılar. Şimdi ise yarınki maçı bekliyorlar ve rakipleri son turnuvasına şampiyonluk parolası ile gelen TÜRKİYE.

tolga yiğit
Çeyrek final karşılaşmaları her zaman sürprizlere açık olmuştur. 40 dakikada olan biten her şey belirlenir ve eğer favori takımların eli titremeye başlarsa, işte o zaman ortalık karışır. Açıkça konuşmak gerekirse ben İtalya‘nın gelmesini hiç ama hiç istemiyordum. Turnuva öncesinde kimle karşılaşmak istemezsiniz diye sorsanız ben İtalya cevabını verirdim. Çok ters bir ekip ve bizim onlara karşı pek de şansımız tutmuyor açıkçası. Son olarak resmi sayılabilecek bir müsabakayı 2014 yılında Almanya’da oynamıştık. Albert Schweitzer Turnuvası yari final maçında bizi 102-97 mağlup etmeyi başarmışlardı. Ben o maçı canlı takip etmiştim ve adamların neredeyse her attığı girmişti. 15 üçlük buldukları maçta Federico Mussini savunmasını hiç becerememiştik. Tabii o turnuvada Berk Uğurlu yoktu. Yiğit Arslan‘ın o müsabakada bir o yana, bir bu yana yetişmeye çalıştığını hatırlıyorum. Yarın da bana göre ilk önceliğimiz Federico Mussini ve Diego Flaccadori savunmaları olmalı. Çünkü Mussini, 20 dakika susar, ancak oynadığı diğer beş dakikada olayı çözer. Öyle bir oyuncudur. Ritme girerse durdurmakta çok zorlanırız. Bu yüzden de Berk Uğurlu‘nun yapacağı savunma bizim adımıza çok ama çok önemli olacak. Ayrıca hücumda da Berk’i olabildiğince iyi kullanmamız gerekiyor. Bir diğer nokta ise oyunun temposu. İtalyanlar, bir üçlükle bile havaya girebilen bir ekip. Havaya girdiklerinde de durdurulması çok zor bir takım haline geliyorlar. İşte onlara bu havayı yakalatmamamız gerekiyor. 15 sayı önde olsak bile konsantrasyonumuzu bir dakika bile kaybetmemeliyiz ve her attıkları topa el göstermeliyiz.

mert three

Son 16 turunda Fransa, bize karşı yaptığı alan savunmasında başarılı olmuştu. İtalyanlar da kesinlikle yarın alan savunmasını deneyeceklerdir. Fransa maçını görüp ”Aa biz de alan savunması yapalım” diyeceklerini sanmıyorum. Pota altı oyuncuları oldukça zayıf. Bunu kamufle etmek için de alan savunmasını kullanacaklardır. Bizim de uzun oyuncularımız herkesin malumu. Ömer Faruk Yurtseven, Ege Arar, Egemen Güven ve Metehan Akyel gibi silahlarımız var. Onlar da ise tek elle tutulur isim Leonardo Tote. O da daha çok uzun forvet pozisyonu için yaratılmış bir oyuncu. Daniel Donzelli de o bölgeye yardımcı olmaya çalışıyor ancak o da biraz kısa forvet pozisyonuna kaçıyor. Muhakkak ki yapacakları alan savunmasını çözmeliyiz. Burada da şütörlerimize çok önemli görevler düşecek. Özellikle de Yiğit Arslan ve Mert Çevik‘e. Eğer Oğulcan Baykan da süre alırsa, üç sayı çizgisinin gerisinden zone’u kırmamıza yardımcı olabilir. Olmazsa olmaz şartımız ise bana göre Tolga Geçim. Tolga’nın yaratıcılığı ve muazzam saha görüşü bizi yarın zafere taşıyabilir. Onun çok iyi bir karşılaşma geçirmesi gerekiyor. Daniel Donzelli savunmasında da tüm yük onun sırtında olacaktır. 1998 doğumlu Davide Moretti‘nin de üç sayılık atışlarını engellersek; kontrolü tamamen elimize alırız.

İtalya maçı, dediğim gibi bana göre en zorlu maçımız. Belki de ben çok abartıyorum. Umarım abartıyorumdur da. Yarını kazasız belasız geçmemiz ve onların havaya girmelerine izin vermememiz gerekiyor. Benim düşüncem, ya farklı bir şekilde galibiyete uzanırız, ya da dokuz doğururuz. Öyle bir maç bizleri bekliyor. Yine bu maçtaki en büyük silahımız takım içerisindeki birlik ve beraberliğimiz olacak. Çünkü inanıyorum ki yarın da hep birlikte bu işin üstesinden geleceğiz. Karakter koymaya, inanmaya, sonuna kadar savaşmaya devam etmeliyiz. Çocuklar da bu maç öncesinde çok motiveler ve galibiyete sonuna kadar inanmış durumdalar. Eğer bunları yapabilirsek; muhakkak ki zafer bizim olacaktır…

4 YORUMLAR

  1. Maçın zorlu geçeceğini düşünmüyorum. Allahın izniyle rahat bir galibiyet gelecektir. Tabi fark olmaz ama 9-12 bandında kontrollü bir galibiyet alacağımızı düşünüyorum.

  2. Davide moretti de çok özel bi oyuncu.Mussini ile beraber kisalarimiza üstünlük saglarlar.Buna karsilik Pota altinda biz cok ağır basiyoruz.Mücadele gücümüz ve hırsımızla kazanırız

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlgili Haberler