“Baby Driver”* ve cemiyetin yaşını başını almış iddialı Real Madridli büyükleri çok kötü başladıkları Panathinaikos serisinin ardından Final Four’da. Sezon boyunca başta Sergio Llull olmak üzere iddialı ağabeylerin bazılarından faydalanamadı Pablo Laso’nun ekibi. Fakat gelin görün ki hikayenin en kritik bölümüne, en sağlıklı biçimde giriş yapacaklar. Gelin hep birlikte, “Sağlıklı bir Real Madrid neler yapabilir?” sorusuna yanıt aramaya çalışalım.
Her şeyden evvel sağlık bir Real Madrid’in fazlasıyla öngörülebilir bir oyun kurgusu olan CSKA Moskova’nın canını çokça sıkabileceğini belirtmek gerek. Hatta zihinsel olarak da Belgrad’a şampiyonluğa inanarak gelen bir Real Madrid’in herkesin canını sıkabileceğini de eklemek gerek. “Her takım bu aşamada şampiyonluk inancı taşır.” demeyiniz, taşımaz efendim. Her oyuncu grubu yapabileceklerinin sınırını aşağı yukarı tahmin eder, zihinsel hazırlık da buna göre şekillenir. Özellikle bu tarz dönemlerde ortaya çıkan birtakım demeçlere itibar etmemekte yarar var.
Real Madrid Final Four’a aşamasına dek gelişen süreçte 35.41 ribaund ortalamasıyla lig ikincisi, 19.38 asist ortalamasıyla da lig üçücüsü oldu. Bu iki veriyi paylaşarak başlamamın sebebi CSKA Moskova ile oynayacakları maçta top paylaşımı ve tempo kontrolüne direkt etki edecek iki unsuru ön plana çıkartmaktı. Pablo Laso’nun Sergio Llull’un dönüşünün ardından İspanyol oyuncunun dakikalarını Luka Doncic ile nasıl paylaştıracağı oldukça kıymetli. İkilinin ayrı zaman dilimlerinde parkede yer alacağı bölümler gibi, birlikte oynayacakları dönem de Real Madrid’in oyununu tanımlamada önemli bir etken olacaktır.
Llull ve Doncic birlikte parkedeyken dağıtıcı ve atıcı dağılımına iyi karar vermek zorundasınız. Bunun ayrımını iyi yaptığınız takdirde sizi taşıyabilecek oyunculara sahip olmak büyük lüks. Fakat bu ayrımı yapamadığınız anda en temel iki saldırı noktanızı da sistem dışına itmiş olacaksınız ki bu intihar olur. “Topun manyetik kuvveti ve çekim gücü bu dağılımı bir biçimde homojen kılacaktır.” cümlesini kurmak isterdim ancak böyle bir şey olmayacak. Özellikle de karşınızda pas kanallarına baskı yapmayı seven ve 7.59 top çalma ile bu alanda lig lideri olan bir takım varsa. Real Madrid oyunun biçimine karar veren taraf olmayı istiyorsa Doncic ve Llull’un görev tanımlarının tahtaya kalın kalın yazmak durumunda. Parkede birlikte veya değil, bu görev tanımlamasını iki oyuncu özelinde iyi yapmak yetecek midir? Tabii ki hayır.
Bu görev tanımlamalarının yanı sıra ribaundlar da Real Madrid için hayati öneme sahip olacak. Bu alanda kendilerini lig ikincisi yapan performanslarını tekrar etmeleri gerekecek. CSKA Moskova’nın bırakın almayı, hücum ribaundu pozisyonlarını tehdit eder hale gelmesi bile Pablo Laso’nun ekibinin oyun temposunu ciddi biçimde etkileyecektir. Başta Luka Doncic olmak üzere kısaların ribaundlara yapacağı katkılar eflatun beyazlıların tempo kontrolü için fazlasıyla kıymetli. Peki Real Madrid basketbolun temel unsurlarından ikisini yerine getirdiğinde neden her iki alanda da oyunun hakimi olacak? Bu sorunun yanıtını gösteren en önemli unsur ise asist/top kaybı oranında ligin en iyi takımı olmaları. (659 asist/387 top kaybı)
Hücum tarafında belki Fenerbahçe Doğuş ve Zalgiris Kaunas kadar homojen değiller. Fakat Doncic ve Llull’un üretebildiği her an topu da bir şekilde rakibin zayıf tarafına yönlendirebildiklerini ifade etmeliyim. Biraz kötü Opta tweetleri gibi olacak ama gerçekten yetenek. Topun kıymetini görece biliyorlar ve oynayabilecek alanı bulduklarında tüm takımın konsantrasyonu seviyesi yukarı çıkıyor. Zira açık alanı ve koşmayı çok seviyorlar. Galatasaray’ın meşhur konsantrasyon mottosuna atıfta bulunarak şunu da söylemek gerek ki CSKA’nın topsuz oyunlarını takip edebilmeleri için sürekli uyanık olmak zorundalar. Rus ekibi topsuz oyun geçişlerini ve savunmasını Real Madrid’den daha iyi yapıyor. Özellikle Sergio Rodriguez merkezli Nando De Colo ve Will Clyburn hareketlenmeleri zaman zaman konsantrasyon kaybı yaşayan Real Madrid savunmasının canını sıkabilir.
Real Madrid’in önündeki tercih noktalarından biri de CSKA Moskova’nın nereden şut atacağı ile ilgili olacak. 41.67% ile ligin en iyi üç sayı atan üçüncü, 55.76% ile de en iyi iki sayı atan ikinci takımına karşı oynayacak olmaları onlar için biraz düşündürücü. Zira aksiyon kurgusunu savunma üzerinden şekillendirmeyen bir takımın bu noktada tercihe gidemeyip, arada sıkışması oldukça muhtemel. Anthony Randolph’u bir kenarı koyarsak maçın büyük bölümünü adam değişerek savunmayı tercih edeceklerini pek sanmıyorum. Nando De Colo’nun üzerinde Jeffrey Taylor ile kalıp, iki Sergio’yu karşı karşıya getirmek Luka Doncic için de ciddi bir konfor alanı yaratacaktır. Yavaş ayaklı uzunlar ile her perdelemeyi tepede savunmaya çalışmaları da çember savunmasına ciddi zarar vereceği için maçın bir bölümünde çembere çok yakın savunma yerleşimi tercih edecekleri kanısındayım.
Dört numaralı pozisyonda ciddi bir avantaja sahip olan Real Madrid için Trey Thompkins’ten gelecek ribaund ve sayı katkısı fark yaratan unsurlardan biri olabilir. Çabuk ayakları ve atletizmi sebebiyle oyun sıkıştığında Thompkins üzerinden bire bir aksiyon tercihleri de başvuracağınız bir yöntem olabilir. Bir de Fabien Causeur faktörü var tabii. Kendisini çok fazla beğendiğim için mi bu şekilde yaklaşıyorum bilmiyorum ama Causeur’ün Real Madrid performansı benim için hayal kırıklığı oldu. Şimdi önünde bireysel kalitesini ortaya koyabileceği ve takımı adına olumlu işler yapabileceği bir ortam var. Üstelik olayın bir noktada De Colo-Rodriguez ve Doncic-Llull ekseninde sıkışabileceğini düşünürsek yeni bir yaratım noktası olarak fayda sağlayabilmesi de olduka muhtemel. Atmasın, attırsa da olur.
Gelelim işin romantik boyutuna… Başrolünde Goran Dragic’in olduğu Slovenya ile bu yaz Avrupa şampiyonluğu yaşadı Doncic ve Randolph. Doncic de bu yaz NBA’in yolunu tutacak malum. 1999 doğumlu potansiyel Avrupa basketbolu efsanesini NBA’e EuroBasket ve EuroLeague şampiyonu olarak uğurlamak mı? Aman Allah’ım peri masalı!
Yetenek tavanı bağlamında herkesten bir adım önde gördüğüm Real Madrid’in geçiliş biçimi itibarıyla Panathinaikos serisi sebebiyle Final Four’da bir şampiyonluk hikayesi yaratabilme ihtimalini uzak görmüyorum. Tabii tüm bu varsayımları Pablo Laso’nun kendi ayağına sıkacağı bir krize imza atmaması ihtimali beraberinde ortaya koyuyorum. İyi olan kazansın.
*Baby Driver: 2017 yapımı Edgar Wright filmi. Burada filmin baş kahramanı Baby ile Luka Doncic arasında bir metafor yaratılmıştır. Fikir ilk kez bu içerikte Çağlar Uzunca tarafından ortaya konuldu.