Doğuş Balbay | Kazanma Alışkanlığı Yaratmaya Çalışmak

THY Euroleague’in blog sayfasında bu hafta tanıdığımız bir konuk vardı. Anadolu Efes ve Milli Takımızın oyun kurucularından Doğuş Balbay “Kazanma Alışkanlığı Yaratmaya Çalışmak”  başlığıyla bir yazı kaleme aldı. Biz de sizler için o yazıyı Türkçe’ye çevirdik.

Geçen hafta Olympiakos karşısında çok iyi bir ikinci yarı oynadık. Daha önceki iki maçımız olan CSKA ve Nizhny maçlarında bekleneni veremediğimiz için bu maça çok iyi hazırlanmıştık. Güzel bir Ocak ayı geçiremedik, özellikle Euroleague’de aldığımız o iki mağlubiyetle. Defans düzeninde birbirimize yardım etmedik ve saha içinde kopuk bir görüntü sergiledik. Olympiakos maçı öncesinde ise oyuncular ve teknik ekip arasında takım birliğini sağladık, birçok şeyi düzeltmek zorunda olduğumuzu biliyorduk. O hafta boyunca Olympiakos maçına defansif düzen üzerinde çok fazla çalışarak hazırlandık.

Hepsinden öte, sadece bir oyuncuya odaklanmak istemiyorduk, istediğimiz şey onları takım olarak durdurmaktı. Yani sadece Vassilis Spanoulis ya da Kostas Sloukas gibi topla daha çok oynayan isimleri durdurmak değildi. Herkes Olympiacos’u bir takım olarak ve geçmişte yaptıklarıyla bilir. Bazen oynadıkları maçlarda onların 5 ya da 10 sayı gerideyken daha iyi oynadıklarını gördük. Asla pes etmeyen bir ekip ve biz 40 dakika boyunca sahada ne ya da kim olduğu farketmeden konsantre olmamız gerektiğini biliyorduk. Defans konusunda daha dikkatli olmak zorundaydık, birbirimize yardım edere ve onların pick-and-roll oyunlarını durdurarak. Veteranlarını durdurma konusunda bence iyi iş çıkardık. Spanoulis onların ana oyuncusu, eski Euroleague MVP’si, onun ne kadar büyük bir oyuncu olduğunu biliyoruz ve onu durdurmanın bizim için ne kadar önemli olduğunun nedeni de bu. Pick-and-roll konusunda da oldukça iyi iş çıkardık. Bir oyuncuyla bunun savunmasını yapamazsınız, bu bir takım işi. Bazı noktalarda geri düşsek de onları yendik.

Ayrıca taraftarlarımıza da bu başarıdan bir paye vermek gerekiyor. Onlar hakkında fazla konuşmuyoruz; ama bize büyük bir enerji veriyorlar. Özellikle Olympiakos maçında mükemmeldiler. Her zaman oyunun içindeler ve hiçbir zaman kaybettiğimizi düşünmüyorlar ve bizi sürekli destekliyorlar. Bize harika bir enerji veriyorlar, o maçtan sonra söylemiştim ve burada da tekrarlamak istedim.

Top16’ın ilk döneminde zorlu bir Unicaja Malaga maçı oynadık. Çok kötü geçen bir ilk yarının ardından taraftarımız enerjisi ve arka arkaya giren birkaç şutla devre arasından sonra kendimize geldik ve takım olarak oynamaya başladık. Iyi bir savunma ile onları durdurduk ve arka arkaya kolay sayılar bulduk. Böylece maçın içine girdik. Kabul etmek gerekir ki ilk yarıda kötü bir basketbol oynadık; ancak yine de kazanmak her şeyden önemliydi.

Sezon içerisinde her takım gibi iniş ve çıkışlarımız oldu. Türkiye Ligi’nde birkaç maç kaybetmiş olsak da hala en tepede kalmaya devam ediyoruz ve Top16’ya da yükselmeyi başardık. Türkiye Ligi oldukça zorlu, herkes birbirini yenebiliyor ve maçların sonuçlarını önceden tahmin edemiyorsunuz. Buna rağmen ilk sıradaki yerimizi koruyoruz. Euroleague’de de Real Madrid ve Olympiakos’u yenerek önemli galibiyetler alırken, Madrid deplasmanından da 20 sayı farkla yenik döndük. Her takımın iniş ve çıkışları olsa da bizim biraz daha stabil olmamız gerekiyor.

Takım olarak çok iyi çalışıyoruz. Tecrübeli ve genç oyunculardan iyi bir şekilde harmanlanmış bir takımımız var ve bu çok iyi. Birbirimize yardım etmeye çalışıyoruz. Ben tecrübeli ve genç oyuncular arasında bir köprü gibiyim. Takımın Köprüsü! Yaş olarak tecrübeli ve genç oyuncuların ortasındayım. Tecrübeli oyunculardan yeni şeyler öğrenirken, ki aralarında Euroleague’i kazanmış ve defalarca Final Four oynamış olanlar var, kendi tecrübelerimi de gençlere aktarıyorum. Hepimiz birbirimizden bir şeyler öğreniyoruz ve bu benim için de bir fırsat.

26. yaş günümü 21 Ocak’ta kutladım. Takım bana antreman sonrası bir pasta hazırlamıştı. Herkes oradaydı ve mumları üflerken sağlık, kuvvet ve başarı diledim. Sonuçta önce sağlık! Takım, koç ekibi ve tüm kadro oradaydı. O gün antremanı biraz erken saatlerde yapmıştık, koç Ivkovic “Antremanı erken saatlere aldım ki doğum gününü arkadaşlarınla kutlayabilesin” dedi. Harika bir gündü, önce takım arkadaşlarımla daha sonra da ailem, arkadaşlarım ve kız arkadaşımla doğum günümü kutladım.

Bu hafta Milano’ya gidiyoruz. Saha ve seyirci avantajları olacak. Sadece bir galibiyetleri var ve grubun dibine çok yakınlar. Bundan kurtulmak için en üst seviyede oynamaya çalışacaklardır. Mücadele oldukça zorlu olacak; ama deplasmanda onları yenmek istiyoruz. Bunu yaparak Euroleague’deki her takımı yenebileceğimizi herkese göstereceğiz. Kazanma alışkanlığımızı sürdürmek için Milano’yu deplasmanda yeneceğiz. Umarım bunu başarabiliriz!

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlgili Haberler