Dixon’da neler oluyor

Bu yazın en çok konuşulan hamlelerinden biriydi Dixon transferi. Sezonu Pınar Karşıyaka ile şampiyon tamamlayan üstüne bir de milli takımın yeni devşirme oyuncusu olmayı başaran Amerikalı guard, sezon biter bitmez sarı lacivertlilerle anlaştı. Anlaşma oyuncunun menajeri tarafından duyuruldu.
 

İmzaların anlaşmalarla aynı günlerde atılmamasına alıştık aslında. Genelde anlaşma açıklandıktan bir süre sonrasında imzalar atılır. Ancak Dixon’da imza bir türlü gelmeyince kafalar da karıştı. Ondan çok daha sonra açıklanan Sloukas imzayı attı bile. Üstüne ise bugün Fenerbahçe menajeri Ömer Onan, takımla ilgili açıklamalarda bulunurken Dixon transferinde bazı pürüzlerin olduğundan bahsetti. basketdergisi.com‘un haberine göre Ömer Onan’ın açıklamaları şu şekilde;

Ömer Onan, iki basketbolcuyla ilgili şu açıklamaları yaptı:

‘Dixon’ı transfer etmek istiyoruz. Ufak tefek pürüzler kaldı. Zannediyorum 10-15 gün içinde belli olur.’

Bu açıklamalardan yola çıkılacak olursa aslında hala kesinleşen bir durum yok. 10-15 gün içerisinde belli olur cümlesi de biraz ucu açık bir cümle. Ancak burada semantiğe çok takılıp kalmamak gerek elbette. Sonuçta kesinleşmemiş bir transfer için kulüp menajerinin de kesin cümleler kurması beklenemez. Ancak şüphe yaratan birkaç soru işareti daha var. Bunlar hakkında kesin açıklamalar olmadığı için buradan sonraki kısımlar biraz komplo teorisi kokacaktır ve sadece görüş olarak sunulmaktadır.

Öncelikle Dixon için bahsedilen yıllık 1.2 milyon dolar civarındaki kontrat bir tartışma konusu oldu. Dixon’ın kalitesi ortada ancak yine de 1 numaralı hedefi Euroleague olan bir takımın Euroleague tecrübesi olmayan ve belli bir yaşı da geçmiş bir oyuncuya bu kadar bütçe bağlaması bazı soru işaretlerini de yanında getirdi tabii. Hem de bütçenin küçülmesi beklenirken.

Sonrasında ise Fenerbahçe, Yunan guard Sloukas ile anlaştığını duyurdu. Sloukas ile Dixon beraber oynayabilecek bir ikili. Ancak şöyle düşünmek gerek; Sloukas, Dixon, Hickman, Kenan, Bogdanovic, Melih Mahmutoğlu ve belki Berk Uğurlu, hepsi guard rotasyonuna verilecek 80 dakikadan pay isteyecekler. Belki bazılarına 3 numara rotasyonundan da süre artabilir. Sloukas’ın Fenerbahçe ile hemen hemen aynı teklifi veren altyapısından yetiştiği Olympiacos’u bırakmasının sebebinin Fenerbahçe’nin önerdiği rol olduğunu biliyoruz. Geçtiğimiz sezon Euroleague’de ortalama 17 dakika alan Sloukas’ın bu sene daha çok süreye talip olduğu çok açık. Bogdanovic çok değerli bir yetenek ve Obradovic’in da bu sene ona daha büyük roller vermeyi planladığı konuşuluyor. Kenan, sezon sonunda yeniden kendini hatırlattı ve bu takımda Obradovic’in mutlaka süre vermek isteyeceği oyunculardan birisi. Melih ise müthiş bir rol oyuncusu ve Obradovic onun gibi bir oyuncuyu en azından belirli sürelerde sahada tutup, işe dahil etmek isteyecektir. Hickman’ın kalıp kalmayacağı ise belli değil. İkisi de ayrı soru işaretleri doğuruyor.

Diyelim ki Hickman kaldı… Hickman, Avrupa piyasasında çok değerli oyuncularından biri ve her ne kadar enteresan bir şekilde sene başında oklar Hickman’a yöneltilse de sezon sonunda sakatlandığında herkes depresyona girdi. Çok da doğal bu çünkü hem kısa savunmasında, hem de Zisis’in gelmesiyle hücumda değişen rolüyle ne kadar değerli bir parça olduğunu gösterdi. Hickman’ın 10 dakikalık rollerle mutlu olmasını beklemek hayalcilik olur. Peki bu süre dağılımı nasıl olacak?

Diyelim ki Hickman gitti… Kalan oyuncular Euroleague’de geçen seneyi tekrarlamak hatta daha da ötesine geçmek için yeterli mi? Bu kısa rotasyonu takımın yükünü çekmeyi başarabilir mi? Unutmamak gerek ki bu takımın geçen seneki belki de en büyük iki hücum opsiyonu takımdan ayrıldı. Goudelock ve Bjelica’nın eksikliği kapatmak kolay iş değil. Uzun transferi olarak gelen Pero Antic, çok değerli bir uzun. Ancak Antic’i yakından tanıyoruz, o takımı sırtlayan tipte bir oyuncu değil. Daha çok kenardan gelerek önemli katkılar verebilen bir oyuncu. Avrupa’da da değerli uzun bulmak bir o kadar zor. Kendini biraz gösterenin adresi NBA oluyor. Neyse ki kısa havuzu çok daha büyük. Bu durumda da, kısaları doğru seçmek daha da değerleniyor. Çünkü farkı buradan yaratmak çok daha kolay.

Dixon yıllardır ne kadar önemli bir silah olduğunu tekrar tekrar gösteriyor. Ancak soru şu, hedefi Euroleague’de en az Final Four olan bir takımın, Hickman kalsın kalmasın, guard rotasyonunu taşıyabilecek bir oyuncu mu? Bahsedilen rakamları düşünecek olursak, sadece Dixon ve Sloukas ikilisi 2 milyonun üstünde maaş alırken buraya başka yüklü kontratlı bir yıldızın gelmeyeceğini varsayabiliriz. Peki Dixon bu hedefler için doğru isim mi?

Tabii henüz resmi bir açıklama yok, koçun ve yönetiminin hedefleri nelerdir pek bilemiyoruz. Direksiyonda Obradovic ve Gherardini gibi iki isim olunca, her hamleyi iki üç kez düşüp sonrasında yorumlamak gerekiyor. Onlar bu kıtanın en iyileri. Ancak Dixon transferinin bir çok soru işareti barındırdığı da bir gerçek.

3 YORUMLAR

  1. Ksk’ye bonservis parası ödememek için fenerasyonu çıkarttığı yeni kuralın yürürlüğe girmesini bekliyorlar. Onu açık açık söylemediği için pürüz diyor. Yoksa iş bitti.

  2. Boşu boşuna gereksiz analizlere girmişsiniz aklısıra hedef saptıracak bahane üretiyor pürüz mürüzmüş adamın menejeri açıkladı 2 hafta önce bu işti herşeyde anlaştık diye ne pürüzü.Pürüz olsa başka takımlarlada adı geçerdi niye böyle bir habe çıkmıyor. Federasyonun kuralı değiştirip Karşıyaka’ya 410bin dolar bonservis ödemelerine engel olmak için zaman kazanıyorlar. Açık bir hülle.

  3. Birde bu Dixon’ın aldığı parada milletin ne gözü varmış arkadaş. Yok, Karşıkadan 400kusur alıyordu, yok eurolege seviyesinde değil, yok boyu kısa savunması sorun olur, yok 32 yaşında. Dünyada herkes bir önceki işinde aldığı maaşın aynısını almaya devam mı ediyor, hiç zam yok mu, her sporda başarı kazanan büyük takıma/bütçelere giden oyuncu çok daha büyük para almıyor mu? Emir efendi 1.6M euro alacak ama şapiyonluk kazandırmış bütün takımı sırtlaycak MVP Dixon 400bin dolar alcak öyle mi yok ya!!! Şu Eurolegue ne seviyeymiş arkadaş NBA’in falan çok üzerinde uzay basketbolu oyannıyor heralde o seviyelerde! Bu seviye salfını ilk kimuydurdu gerçekten merak ediyorum, yahu bu adamı eurolig diye abarttığınız avrupa yerel liglerinin 24 temsilcinin olduğu ligin en iyi ilk 5 takımı arasına girmiş iki takımı daha yeni paçavra etmedimi. ne seviyesinden bahsediyrosunuz daha? Niye Avrupanın en kurt iki koçu bu yetersiz! oyuncuya bir çare üretemedi onu savunmadı ya da savunmadaki dezavantajlarından faldalanamadı? Çünkü bu bir yalan. Yaş meselesine gelince sanki burası NBA 5-6 yıllık kontralat yapılıyor, yahu genç olsun orta yaşlı olsun, hiçbir oyuncu 2 yılıktan fazla tutulmuyorki ne yapacaksn adamın yaşını adam şuan kariyerinin ve formunun zirvesinde ne olcak iki sene içinde birden yeteneklerinini çalaçaklar. Oynayabildiği sürece ister 32 ister 52 yaşında olsun sanane, oyuncularının yaşına göremi maç kazanılıyor nedir?

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlgili Haberler