David Blatt sürgünde… | Bleacher Report – #çeviri

Brose Bamberg maçı öncesi konuştuğumuz Darüşşafaka’nın yardımsever İletişim ve Medya Direktörü Alp Ulagay’ın söylediğine göre, “Cuma günleri salon dolu oluyor.” “Salı günleri ise – tıpkı bugün olduğu gibi – gelen seyirci konusunda sıkıntılar yaşıyoruz.” Açıklanan rakamlara göre o akşam Volkswagen Arena’ya gelenlerin sayısı 3000’den fazla fakat bunun ancak üçte biriymiş gibi duruyor.

Maça bir dakika kala, ufak bir bando takımı marşlar çalarak Darüşşafaka benchinin arkasında geliyor. Çaldıkları şey, ciddi marşlardan daha çok bazı ezgiler. Tribünde durdukları yerin hemen arkasında ise hepsi yumruklarını havaya kaldırmış bir şekilde ayakta duran, henüz 17-18 yaşlarındaki fanatik taraftarlar yer alıyor.

En sonunda, koçun yeni yıldızı Brad Wanamker, attığı basketle Darüşşafaka’yı öne geçirince salondan büyük bir coşku yükseliyor. Takım son topu da başarılı bir şekilde savunduktan sonra Will Clyburn topu alıp karşı sahaya geçiyor ve topu havaya fırlatıyor.

Bu, sezonun 11. maçıydı.

Maçın ardından spor kanallarının mikrofonları etrafı sarıyor. Bugün, aynı zamanda Mustafa Kemal Atatürk’ün de 78. ölüm yıl dönümü. Modern Türkiye’nin kurucusuna saygılarını sunmayı da ihmal etmiyor Blatt. Ayrıca gururla ekliyor: “Seyircimiz gün geçtikçe artıyor. Az, ama ne kadar güçlü olduklarını gösteriyorlar.”

bleacherreport.com
bleacherreport.com

Darüşşafaka, 1863 yılında Osmanlı İmparatorluğu’nun yönetimi altında, yetimlere eğitim veren bir okul olarak kurulmuş. Okulun spor bölümü ise 1914’te, I. Dünya Savaşı’nın başladığı dönemde açılmış. Kulübün birçok alt yaş kategorisi gibi, profesyonel basketbol takımı da okulun spor salonunda antrenman yapıyor. Etrafta da tabii sürekli dolaşan çocuklar oluyor.

Antrenman başlamadan önce sahanın bir kenarında Wanamaker, bu bağırışan çocuklar etrafında top sürerken diğer tarafında ise iki çocuk, etraflarında basketbol oynayanları görmezden gelerek badminton oynuyorlar. En sonunda ise saygı gösterip tüm çocuklar sahadan ayrılıyor ve Koç Blatt gelip takımına hızlı hücum antrenmanı yaptırıyor.

Salonun yanındaki büfede, bir yandan bir şeyler atıştırıp bir yandan da konuşurken Clyburn bana: “Konuşmalarda LeBron’un bahsi hiç geçmiyor.” diyor. “Koç ondan hiç bahsetmedi. Tabii kimse de sormadı. Açıkçası bunu çok da önemsemiyorum. İnsanların bu konuyu çok merak ettiğini biliyorum ama burada, İstanbul’dayız. Şu anda tek önemli olan şey bu.”

Notre Dame çıkışlı Luke Harangody ise: “O konu hakkında pek konuşmuyor.” diyor.

Wanamaker ise şunları ekliyor: “Bence o defteri çoktan kapadı. Gerçekten yaşananlar hakkında çok fazla konuşmuyor. Burada ve bizimle çalışıyor.”

Bu üç Amerikalı da NBA’in ince sınırlarının farkında. Bu tarz sorularda sessiz kalmanın doğru olacağını düşünüyorlar. Ama şükürler olsun ki Türkler var. Takımın yedek oyun kurucusu Mehmet Yağmur’a, Blatt ile meşhur geçmişi hakkında konuşup konuşmadıklarını sorduğumda ise yüzünde bir gülümsemeyle: “Henüz değil ama neler olduğunu sormak istiyorum. Onun hakkında çok fazla konuşuyorlar. Bunları ona sormam lazım!” yanıtını veriyor.

Blatt ofisine döndüğünde ise ona kendim sormaya çalışıyorum. Kullandığı kelimeleri dikkatlice seçiyor. Bunu pozitif bir ortam yakalamak için yapıyor. Okulun arkasındaki camiden gelen ezan sesini duyuyoruz…

David Blatt sürgünde… | Bölüm II

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlgili Haberler