Chicago Bulls: “Everything is Something Happened”

Sezona şampiyonluk hedefiyle başlayan Chicago Bulls, Derrick Rose’un üst üste ikinci kez sezonu kapatması ile yaşadığı büyük hayalkırıklığını müteakip eylem plânını kısa vadede başarıdan orta/uzun vadede başarıya çevirmek durumunda kaldı. Rose olmadan bu sezon gidebilecekleri en uç noktanın playofflar birinci turu olduğunu öngören yönetim kritik bir karar alarak bu sezonu -tabiri caizse- çöpe atmaya kara verdi. Ardından ise gelecek birkaç sezonu yeniden inşa edecek hamleleri düşünmeye başladılar.

Bulls yönetiminin bu uğurda ilk hamlesi, sezon sonunda kontratı bitecek olan ve yeniden anlaşma konusunda ortak paydadan uzak göründükleri Luol Deng’i, Cavs’e, Andrew Bynum karşılığında takas etmek oldu. Bu takastan bir adet birinci tur draft hakkı (Sacramento’nun, 2014 için ilk 12, 2015/16/17 için ise ilk 10 korumalı) ve iki adet ikinci tur draft hakkı alındı. Ancak Bulls yönetimi için bu takastaki belki de en önemli motivasyon, Bynum’ın yarı garantili kontratını feshedebilme avantajı ile hem maaş yükünü azaltarak, hem de lüks vergisi sınırının altına inerek, bu sezon için yaklaşık 20 milyon dolar tasarruf etmek oldu. Ayrıca bu sayede ilerleyen sezonlarda yeniden ve üstüste lüks vergisi sınırını geçmeleri durumunda ödeyecekleri mükerrer ekstra vergi yükünden de avantaj sağlamış olabilecekler (bkz: repeater tax).

Luol Deng

Bulls’un bu hamlesi, sezon sonu Deng’in karşılıksız gideceği varsayılınca, doğru ve anlamlı bir hareket olarak kabul edilebilirdi, nitekim yukarıda açıkladığım finansal getiri, ek draft hakları ve kendi biraz düşecek derecelerinden gelebilecek belki çok daha iyi bir oyuncu takımın yakın geleceğinde bazı faydalar sağlayabilir. Ancak, eğer takımın hedefi olabilecek en kısa sürede yeniden şampiyonluğa oynayacak takımı yaratmaksa, bu durumda özellikle vurgulamak isterim asıl yanlış Deng’i elde tut(a)mamaktı.

Neyse, olan oldu,  nitekim bu yazının amacı Bulls için Deng’in ardından ağıt yakmak değil -ki Bulls yönetiminin Deng konusundaki tutum ve davranış yanlışları apayrı bir konu, oraya hiç girmeyecem- ama takımın bundan sonraki olası hamlelerini değerlendirmek. Zira “I don’t want to see the back, I want to see the front”*

Burada önümüzdeki  sürecin ne getireceği konusunda hemen kısa bir özet geçeyim; Chicago Bulls’un bundan sonra “bir kez daha contender seviyesine ne zaman gelebilecekleri” sorusuna ise “Çok yakında” diye cevap vermek biraz fazla iyimserlik gerektiriyor.

thibodeau

Sebeplerine gelince:

1) Bulls, her şeyden önce Thibs’in yönetiminde ligin en etkili savunmalarından birine sahip(ti). Bu takımın en kritik üç oyuncusu ise Derrick Rose, Luol Deng ve Joakim Noah’tı. Bunlardan Rose sakatlıktan döndüğünde son iki sezondur oynamamış ve yeniden sakatlanma riski yüksek bir oyuncu olacak. Sağlığını sonuna kadar koruyacağını umut etsek bile, iki sezon önceki formuna yeniden gelip gelemeyeceği de meçhul. Ancak belki de daha önemlisi Luol Deng, artık, bu sezon takımın bir parçası değil, gelecek yıl (%99,9) olmayacak ve onun ikamesinin de, şu an elde olmadığı gibi, gelecek bir iki sezon içinde bir yerlerden bulunabilmesi mucizelere kalmış. Tony Snell veya birbaşka genç oyuncunun potansiyeli sağlam olsa bile verimlilik açısından Deng’in randımanını verebilmeleri için önlerinde en az birkaç sezon daha olacaktır. Noah ise şu aralar kaybolmuş görünen motivasyonunu başarı için doğru takım koşulları oluştuğu zaman yeniden kazanır ancak onun da yönetime olan tepkisini iyi bir şekilde yönetebilmek ve memnuniyetsizliği gidermek gerekiyor.

2) Bu yaz Free agency’den kadroya etkili yeni bir (yıldız ayarında) oyuncu alma ihtimali ise nispeten çok düşük. Çünkü Bulls’un cap’inde boşluk yok. Bu durumda ellerindeki en güçlü araç full midlevel exception olacaktır, ancak bunu da bir ihtimal Nikola Mirotiç için kullanacaklar, yok eğer o gelmezse vasat bir ilk beş oyuncusu eklenmesi yapılacaktır. (Yapılabilecek aşağıda değineceğim bazı hamlelerle cap boşluğu sağlansa bile, bu boşluğun bir yıldız getirme yeterliliğinde olması için fazlaca uğraşmak gerekecek)

 mirotiç

3) Ve görüntü olarak, ne mevcut kadroda gelişecek Jimmy Butler, Tony Snell gibi oyuncular ne de -gelirse- Nikola Mirotiç ve/veya drafttan alınacak çaylak oyuncular, gelecek sezon ve hemen ondan sonraki sezon, Bulls’u, bırakın Rose sakatlanmadan önceki zamandan daha iyiye götürmeyi, henüz o seviyeye bile getiremeyeceklerdir. Çünkü Rose iyi durumda dönse bile Deng’in eksikliği bu takımı yeni isimlerin ilerletebileceğinden daha fazla geriye götürmüş olacaktır.

Şu ana kadar yazdıklarım ışığında, takımın bundan sonra izleyeceği yolu ise adım adım değerlendirmek isterim:

1) Öncelikle bu sezon için takım, karşılığında geleceğe yönelik fayda sağlanabileceği sürece, özellikle Kirk Hinrich, Mike Dunleavy, Carlos Boozer ve Taj Gibson’ı takas etmeye açık olacaktır. Bunlardan Hinrich ve Dunleavy’yi kolayca takas edebilirler, alıcıları olur ama karşılığında çok önemli kazanımları olmaz. Boozer ise gönderebilmek için üzerine birşey eklemeleri gereken bir oyuncu, onun iki takımı tatmin edecek türden bir takasta gitmesini oldukça zor görüyorum. Bu da bize Bulls’a önemli fayda sağlayabilecek en önemli takas şüphelisi olarak Taj Gibson’ı bırakıyor. Taj Gibson ilk beş oynayabilecek yetenek ve yeterlilikte ancak Bulls’ta bench gücü rolünde izlediğimiz bir isim. Bu sezondan sonra bile 3 yıl daha süren kontratı (sonraki 3 yıl için 25,5 milyon dolar) kendisini, 28 yaşında ve prime dönemini yaşayan bir oyuncu için, fazlasıyla pahalı ve lüks bir yedek yapıyor. Takımda şu anda Boozer’ın olduğu, daha sonrası içinse Mirotiç’in eklenebileceği düşünülünce, kendisi, hedef daraltmış bir takım için elde bulunması elzem olmayan ve dışarıda talipleri bulunabilecek ve karşılığında önemli draft hakkı veya potansiyelli genç isimler alınabilecek bir oyuncu konumunda.

2) Boozer’ın amnesty edilmesi ve Mirotiç’in gelmemesi durumunda Taj Gibson bu takımın ilk beşine de yerleşebilir pek âlâ! Ancak, öncelikle Boozer’ın amnesty edilmesi Chicago yönetimini tanıdığım ve anladığım kadarıyla oldukça düşük bir olasılık. Zira Boozer gösterdiği performans ile beklentilerin altında kalmışsa da istikralı bir şekilde 16 sayı 9 rebound civarında katkılar veren % 45-50 aralığında şut atan (savunmanın ilgisi kendisinde değilken, Rose varken misal, daha yüzdeli atıyor) her şeye rağmen işe yarar bir oyuncu. Ha bir ihtimal, misal Carmelo Anthony gibi yıldız bir oyuncudan söz alınırsa o zaman amnesty çok daha gerçekçi bir senaryo olur.

3) Boozer’ın amnesty edilmeyeceği varsayımından yola çıkarsak, son durum sezon içinde yapılabilecek diğer takaslara göre netleşecekse de, yazın büyük ihtimalle Bulls’un cap boşluğu olmayacaktır. Bu durumda ellerinde kullanabilecekleri en önemli araç mid level exception olacaktır. Bunu da şu anki görüntüye göre Nikola Mirotiç için kullanmak istiyorlar. Burada Mirotiç’in durumunu biraz açmak lâzım. Mirotiç şu anda Real Madrid’in 2016’ya kadar kontratlı oyuncusu. Senede 3,5 milyon Euro kazanıyor. Her sezon sonunda NBA’e gitmek isterse diye 2,5 milyon Euroluk buyout bedeli var. Öte yanda Real Madrid Mirotiç’in kontratını 2018’e kadar uzatmak istiyor. Böyle bir durumda muhtemelen kendisinin yıllık ücretini daha da arttırıp NBA çıkışını ise tamamen kapatmak isteyebilirler.   Mirotiç’in ne düşündüğü ise belirsiz (en azından biz bilmiyoruz). Genel olarak açıklamalarında İspanya’da gayet mutlu olduğunu belirtiyor. İyi para da kazanıyor. Eğer mutlaka NBA’de oynamak konusunda belirleyici bir arzusu yoksa açıkçası Fran Vazquez gibi hiçbir zaman Avrupa’dan ayrılmayabilir de..

Cap açısından bakınca, içinde bulunduğumuz sezona kadar Mirotiç NBA’e gelmesi halinde çaylak kontratı ölçeğinde bir ücret alacaktı. Ancak 2014/15 sezonundan itibaren draftının üzerinden 3 yıl geçmiş olacağı için (hakları Bulls’ta olmak şartıyla) alacağı kontratın değerleri serbest bir şekilde pazarlıkla belirlenebilir. Tabi burada Mirotiç için alacağı parada bir sınırlama olamaz ancak Bulls’un ödeyeceği maaşta salary cap kuralları geçerli olacaktır (Free Agency’den oyuncu alıyormuş gibi). Buna göre Bulls, eğer cap boşluğu olmazsa Mirotiç’e minimum, biannual veya en çok MLE düzeyine kadar miktarlardan başlayan bir kontrat önerebilir. Cap boşluğu olması hâlinde ise boşluk doğrultusunda hareket edebilirler. Ancak diyelim ki cap boşluğu oluşur da başka bir oyuncuya harcanırsa bu sefer Bulls’un elinde Mirotiç’e sunabileceği en iyi ihtimalle room exception miktarı olacaktır. Mirotiç mevzusunu Bulls Yönetimi açısından değerlendirirsek, kendisinden çok umutlular ve anlaşıldığı kadarıyla Amerika’ya getirebilmek için Real Madrid’den aşağı kalmayacak şekilde bir ödeme yapmak durumundalar** ancak öte yandan ödeyecekleri miktarın ellerini kollarını bağlamasını da istemeyeceklerdir. Tabi bir diğer taraftan, pek dillendirilmese de NBA’de bekleneni verememe riskini de düşünüyorlardır (Sarunas Jasikevicius, Mirza Teletoviç ilk aklıma gelen örnekler).

4) Yukarıda Boozer’ın amnesty edilmesini beklemediğimi söylemiştim ancak bi de diğer yönlü düşünelim. Eğer Boozer amnesty edilirse ve/veya Gibson, Dunleavy gibi oyuncular biten kontrat karşılığı gönderilmişse kayda değer bir miktarda cap boşluğu açılabilir. Tabi bunu hesaplarken başta draft seçimlerinden gelecek oyuncularınki olmak üzere cap hold değerlerini de hesaplamak gerekecek:

a) cap’de oluşacak boşlukla bir yıldız veya yıldız potansiyelli biri alınabilir. Boşluk miktarına göre değişecektir ama atıyorum Carmelo Anthony, Gordon Hayward, Greg Monroe, biraz hayal olsa da LeBron James, Dirk Nowitzki, Chris Bosh, hatta teknik olarak Luol Deng bile alınabilir. Yalnız bu tarz yüksek kontrat verilecek bir isim alma durumunda büyük ihtimalle Nikola Mirotiç’i almaya boşluk kalmaz. Cap boşluğu dolduktan sonra kadroya room exception, biannual exception ve minimum kontratlarla hâlâ oyuncu eklenebilir ancak Mirotiç’in o paraya gelme ihtimali çok düşük olacaktır.

b) Yine oluşacak boşluk durumuna göre Mirotiç’e ve bir oyuncuya daha 6-8 milyon aralığında kontratlar verilebilir. Ancak bana sorarsanız sırf bunun için cap boşaltmanın bir esprisi yok! Çünkü o zaman midlevel exception da kaybediliyor. Yani genel toplamda (diğer seçeneklere göre) takıma fazla yeni değer yüklemek mümkün olmuyor.

c) Yine bir yönetim tasarrufu olarak Boozer lüks vergisi sınırının altında kalmak için finansal kaygılarla tasarruf edilebilir. Çünkü mevcut durumda Boozer kalıp, full midlevel harcanıp, çaylak ve diğer eklemeler geldikten sonra, toplam maaş yükünün lüks vergisinin az da olsa üzerinde olma riski çıkıyor ortaya. Şampiyonluk hedefiyle başlanmayan bir sezonda bu durumdan kaçınmak için Boozer’ı peşin peşin amnesty edip tüm eklemelerden sonra 65 milyon dolar civarında bir cap yükü hesaplayabilir Bulls yönetimi. Tabi lüks vergisi ödememe düşünceleri olsa bile, bunun için daha ucuz kontratlı oyuncular almayı veya Boozer’ın biten kontratı dahil olmak üzere sezon içinde yapabilecekleri takas olasılıklarını da düşüneceklerdir.

Toparlarsam, Carlos Boozer’ın sadece takıma üst düzey bir yıldız kazandırılması amacı ile -o da nispeten çok düşük bir ihtimal olarak- amnesty edilebileceğini, çok daha yüksek bir ihtimal olarak ise takımda kalmaya devam edeceğini düşünüyorum.

5) Bulls’un gelecek plânlarında konuşurken dikkatle incelenmesi gereken bir konu da draft hakları ve bunların ne getireceği. Öncelikle 2014 draftı için Bulls’un elinde, eğer playofflara kalınmazsa (ki kadroyu daha fazla dağıtmazlarsa gayet de kalabilirler) ve diyelim ki Doğu’yu -bir eksik bir fazla- 10. sırada bitirirlerse ve böyle bir durumda yine eğer kura piyangosu (bu durumda kabaca %5’in altında bir şansları olacak) vurmazsa, 8 ila 10. sıra dolaylarında olması beklenen kendi draft hakları olacak. Onun dışında bu yılki draft için ilk 12 korumalı ve sonraki üç yılın draftları için ilk 10 korumalı olan Sacramento’nun draft hakkı ise %99 ihtimalle korumaya takılacaktır. Yine son olarak Charlotte’tan gelecek olan bir draft hakları daha var ancak o da bu yıl için ilk 10, gelecek yıl için ilk 8 korumalı ve nitekim o seçim de benim tahminlerime göre (%90 ihtimalle) bu yıl korumaya takılacaktır. Kimi Bulls taraftarlarında, bu yılki draftta üç tane seçim yapacaklarmış gibi bir algı oluştuğunu gözlemlediğim için bunu vurgulamak istiyorum, kazın ayağı o kadar uzun değil. Tabi ister bir ister beş seçim yapın, draft seçimleri biraz da şans işidir kim ne derse desin. Bi de drafttan gelecek yeni oyuncunun da potansiyeli ve toplam kariyeri çok iyi olsa/olacaksa bile ilk yıllarında contender seviyesindeki bir takımda kilit rol oynayabilmesi sık rastlanan bişey değildir. Tabi ki NBA’de her an her şey değişebilir, fırsatlar, krizler oluşabilir. “We always can have some possibility, some big chances, some big okazyon, something like that”. Ancak ben normal şartlar altında yukarıdaki ayrıntılı değerlendirmelerim doğrultusunda -çok bilinmeyenlerle dolu olsa da- öngördüğüm gelecek sürecini şöyle bir toparlamak isterim:

Bulls bu sezonun geriye kalanında başka takaslar da yapmaya çalışacaktır. Bu takaslardan biten kontratlarla beraber, draft hakları ve/veya gelecek için kullanabilecekleri oyuncuları almaya çalışacaklar. Takas yapıp yapmama veya playofflara kalıp kalamama durumundan bağımsız olarak, her hâlükârda drafttaki pozisyonlarına ve oradan gelecek oyuncu/lara göre yaz hamlelerini netleştireceklerdir. Buna göre Boozer amnesty edilmeyip cap boşlukları da olmayacağı için çok da büyük bir hamle beklemiyorum. Eğer gelecekse Mirotiç’e full MLE ödeyeceklerdir. Gelmezse MLE’ye bir başka iyi oyuncu ve takıma seviye atlat(a)mayacak birkaç iyi rol oyuncusu alarak yeni sezona gireceklerdir. Böyle bir durumda, hâlen kadroda duruyorsa, yazın veya sonraki sezon içinde Taj Gibson’ı mutlaka ama mutlaka bir noktada takas etmeye çalışacaklardır. Gelecek sezon içinde ise, Rose’un sakatlık dönüşü performansını gözlemleyip ve bu arada gençlerin (Butler, Snell) gelişimi ile takıma yeni katılan isimlerin (çaylaklar, Mirotiç ve/veya diğer eklemeler) ne kattıklarına/katacaklarına bakacaklar. Başka bir sakatlık vs. olmadığı sürece gelecek sezonun hedefi finaller değil ama playoffta mümkün olduğunca ilerlemek olur. Ve son olarak Boozer’ın kontratının biteceği 2015 yazında ihtiyaç ve piyasa ve ellerindeki assetler (draft hakları, genç oyuncular) doğrultusunda son bir majör hamle yapıp (free agency ve/veya takas ile) 2016 için bir kez daha contender durumuna gelmeye çalışacaklar. Tabi, yazıda daha çnce hiç bahsetmedim ama tüm bu olan bitenler süresince koç Thibodeau’nun gönlünü yapıp takımda tutsalar iyi olur. Yok tutamazlarsa “what can i do, sometimes”…

Velhâsıl Chicago Bulls’ta işler çok iyi giderse 2015/16 sezonunda yeniden şampiyonluğa güreştiklerini görebiliriz. Aksi takdirde yakın gelecekte playofflara rahat kalan ama konferans finallerini göremeyecek bir takım seviyesinde takılacaklardır.

* Bilmeyenler için, Başlık ve yazıdaki diğer İngilizce alıntılar Fatih Terim’e aittir. Webden aratıp detayını bulabilirsiniz. ** Mirotiç’in kontrat olasılıklarının finansal yönü üzerine detaylı bir analiz:  http://www.chicagonow.com/chicago-bulls-confidential/2012/06/the-numbers-behind-the-mirotic-contract-situation/

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlgili Haberler