.@alper11yilmaz: ”Kelepçe lakabına en uygun oyuncu @Dogusbalbay” | TB ÖZEL

Röportaj | Yiğit Alp Kalkancı & Cengizhan Muratoğlu

Anadolu Efes hedeflediği başarılardan yoksun kaldığı iki sezonluk Dušan Ivković döneminin ardından yeni bir yapılanmaya girdi. Takımın yapılanma hamlesinin baş aktörü ve Türk basketbolunun önemli isimlerinden Genel Menajer Alper Yılmaz, sezon öncesinde sitemizin sorularını yanıtlayarak kadro yapılanmasından, bütçe konularına; FIBA – ULEB gerginliğinden genç oyuncuların durumlarına kadar birçok konuya açıklık getirici ifadelerde bulundu.

Sezon hakkındaki beklentileri hakkında konuşan Yılmaz, EuroLeague’de, normal sezonda, ilk dörde girerek playoff için saha avantajı elde etmenin öncelikli hedefleri olduğunu belirtti: ”Türkiye Ligi ve Türkiye Kupası için her sezon beklentimiz aynı, final oynayıp da kaybetmemizin başarısızlık olarak algılanması doğru. EuroLeague’in yeni formatında herkes için alışma dönemi olacak. Daha iyi adapte olanın başarılı olacağını düşünüyorum. İlk hedefimiz de playoff oynamak. Orayı oynarken saha avantajı için de ilk dörde girmeyi istiyoruz. Sonrasında ise Final Four yapıp yapamayacağımızı göreceğiz.”

Takım yapılanması ve koç tercihini sorarak bir önceki sorunun devamını getirdik esasında, yanıt hayli berraktı: ”Öncelikle koça karar vermek istedik. Başarılı bir kariyer geçmişi olan ve benim takım menajeri olduğum dönemde de birlikte çalışmış olduğumuz Koç Velimir Perasovic’te karar kıldık. Bundan sonra ise koçun oyun sistemine uyan oyuncuları nasıl bir araya getirebileceğimizi düşündük. Perasovic’in oyun sistemi baskıya dayalı, agresif bir oyunun oynandığı düzene dayanıyor; o yüzden daha atletik ve enerjik oyuncular ekledik. İstediğimiz çoğu oyuncuyu da kadromuza katabildik.”

Turkish Basketball team Anadolu Efes's Alper YILMAZ. Photo by Aykut AKICI/TURKPIX
Turkish Basketball team Anadolu Efes’s Alper YILMAZ. Photo by Aykut AKICI/TURKPIX

Anadolu Efes’in bütçe küçülttüğü iddiaları ve yeni oyuncuların maliyetleri… Efendim, Alper Bey bu soruya iki parça şeklinde cevap verdi; dinliyoruz: ”Yeni oyuncuları alırken geçtiğimiz senelere nazaran ekonomik boyutuna daha çok dikkat ettik. Bu seneki bütçemiz geçen seneki bütçemizden %25-30 oranında daha düşük. Daha makul para harcayarak daha doğru yatırım yapmaya çalıştık.”

Ayağını yorganına göre uzatan ve ekonomik yükümlülüklere özen gösteren Anadolu Efes: ”Basketbolun getirdikleri ve götürdükleri arasındaki farkı dengeleme isteği ve basketbola da yansıyacağını düşündüğüm futboldaki Finansal Fair Play kurallarını hesaba katma gerekliliği, bizim de ayağımızı yorganımıza göre uzatmamız gerektiğini gösterdi. Gelir gider dengesini ayarlayıp, sponsorluklar ile aradaki farkı kapatmaya çalışıyoruz. Geçtiğimiz sezon buna başladık, bu sezon artırarak devam ettik ve seneye de belki devam edeceğiz. En azından harcadığı kadar kazanan bir takım yaratmaya çalışıyoruz proje olarak. Bunun için de giderlerimizi dengelemeliyiz.”

Denge politikası güdülmesine EuroLeague’in payı ya da ısrarcı tavrı olup, olmadığını o an biz de merak ettik ve sorduk: ”EuroLeague de her takımın bütçelerini sunmalarını bekliyor, önemli bir denetleme unsuru. Ancak bizim kendi yönetim kurulumuzun, başkanımız Tuncay Özilhan’ın önderliğinde almış olduğu ve bence de bu işin geleceğinin olması için yaşanması gereken senaryoya uymaya çalıştığımız bir sistem. Takımımızın imkanları olsa da sadece bu seneyi düşünerek uçsuz bucaksız harcamalar yapamayız. Bu sezon EuroLeague ile 10 yıllık sözleşme imzaladık. Eğer 10-20 yıllık planlar söz konusuysa buna göre hareket etmemiz gerektiğini düşündük.”

Bütçe küçültmek, geçen sezon düşük bütçeli bir takımla başarılı olan Koç Perasović’i diğer adaylar arasında bir adım öne çıkardı mı çıkarmadı mı? Alper Yılmaz’ın yanıtı olumlu: ”Öncelikle kulüp olarak doğru koçun kim olabileceğini düşündük. Bir sürü aday koçla görüştük ki hepsi Avrupa’daki başarılı koçlardı. Bazılarının tercihi eski takımlarında kalmaktan yana oldu. Zaten bizim kafamızda oturttuğumuz ilk koç da Perasovic’ti. Perasovic’i seçmemizin de birçok nedeni var: Laboral gibi daha düşük bütçeli bir takıla başarılı olması. Türkiye ve Efes’i biliyor olması, buradaki basketbolun şartlarını çok iyi biliyor olması ve bizdeki ilk döneminin ardından ciddi başarılar elde etmiş olması… Ve ekonomik olarak da bize çok uygun koçlardan biriydi. Biz iki sezondur pahalı bir koç ile çalışıyorduk. Bu sene ise normal fiyatlardaki bir koçla çalışmaya başladık. Bir sürü aday vardı ancak bu bir tercih meselesi.”

cnnturk.com
cnnturk.com

Gelelim oyuncu tercihlerine… Ağırlıklı olarak NCAA-NBA kültüründe yetişmiş ve D-League-NBA arasında gidip gelen oyuncu tercihleri yapılmasının sebebi Avrupa’da daralan havuz muydu sizce? Cevabı Alper Yılmaz’da: ”Oyuncu tercihlerimizin Birleşik Devletler vatandaşı olmasının ülkeleriyle bir alakası yoktu. Tercih edebileceğimiz boştaki oyuncuları oyun sistemine göre tercih ettik. Atletik, enerjik, mücadeleci ve yaş bakımından da daha çabuk yenilenecek oyunculara yöneldik. Bu tercihlerden farklı alternatiflere de gidebilirdik mesela Sasu Salin ile de ilgilendik bir ara, Victor Claver ile de ilgilendik. Çok kalabalık genç oyuncu kadrosunun faydalı olmadığını görmüş olduk. Ve yıllardır bizimle olan genç oyuncuların maliyetleri yükselmişti. Özellikle Emircan Koşut ve Okben Ulubay konusunda da artık bir yerlerde sorumluluk alarak oynamaya başlamaları gerektiğini düşündük. Anadolu Efes’in A Takımı’nda yer alıp, kenarda oturmak sizi daha iyi bir oyuncu yapmıyor. Bu sezon istedikleri süreyi alabilirlerse beklenen patlamayı da gerçekleştirebilirler diye düşündük. Her zaman tabi iki rakiplerimiz olacaktır ancak biz Anadolu Efes olarak Türkiye’de istediğimiz oyuncuyu tekrar takımımıza alabiliriz, eğer beklenen aşamayı kaydederlerse. Belli bir sayıyı da takımda tutmamız gerekiyordu, orada da daha önceden şans veremediğimiz Pertevniyal projesinden Berk Demir’e şans vermek istedik.”

Türk basketbolunun çok şey beklediği Cedi Osman ve Furkan Kormaz. Anadolu Efes’teki olası geleceklerini de anlattı Alper Bey: ”Cedi’nın kulüpte kalacağı belliydi. Bence Cedi’nin seneye gitme ihtimali çok yüksek, tabii kalırsa çok seviniriz ama NBA’e gitmesi de bizi çok mutlu eder sonuçta altyapımızdan yetişip bize değer katmış bir oyuncu. Furkan’ın benim fikrime öre en az iki senesi daha var ama seneye tabi 76ers’da ne olur ne biter bilemiyoruz. Bence erken hareket etmemeli.”

Cedi Osman ve Furkan Korkmaz’dan bahsetmişken Anadolu Efes organizasyonunun altyapı projelerine değinmek bizler için kaçınılmazdı, büyük bir keyifle yerine getirdik: ”Anadolu Efes Genç Takımı oyuncularımızı Anadolu Efes Gelişim olarak Bölgesel Lig’de oynatma kararı verdik. Ondan sonra ise altyapısını tamamlamış oyuncularımızın bir ya da ikisini bünyemizde tutarak başka takımlara kiralamayı düşünüyoruz ya da benim en büyük isteğim her sene bir oyuncuyu kadroya eklemek. Pertevniyal ile her zaman iyi ilişkiler içindeydik, eğer yine ikinci takım durumu olursa tercihimiz her zaman Pertevniyal olacaktır.”

Altyapı ile devam edelim; Onuralp Bitim’in geri dönüşü ve Anadolu Efes’in çok iyi genç takım kadrosuna rağmen Adidas Next Generation projesine bu yıl katılmaması… Yanıtlara kulak kabartalım: ”Onuralp eğitim için ABD’ye gitti, bu durumlarda yapabileceğimiz bir şey yok sonuçta bizim yatırım yaptığımız, değer verdiğimiz ve gelecek gördüğümüz bir oyuncuydu. Sonra bu senenin başında Amerika’da zorlandığını ve geri dönmek istediğini belirtti ve biz de yetiştirdiğimiz bu ismi geri aldık. Yaz döneminde A Takım kampında da bulundu. Geçen sene katıldık, ve o sene beklentileri çok karşılayamadık. Ancak katılmamamızın sebebi bu değil ki hele Final Four İstanbul’dayken genç takımımızın o turnuvada yer alması bizi gururlandırırdı. Ancak önemli oyuncularımızn bulunduğu genç takım; gençler ligi, bölgesel lig ve belki de A Takım maçlarında forma giyecek. Bu yoğun periyotta o uygun tarihleri yakalayamadık. Belki Wild Card teklifi olursa katılabilirler, çok önemli bir jenerasyonlar. Bizim için ise önemli olan hangi platformda ne kazandıkları değil, Anadolu Efes A Takımı’na ne kadar hazır geldikleri.”

Türkiye Basketbol Federasyonu öncülüğünde geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen tarama konferansı malumunuz. Alper Yılmaz’a bu konferansı ve konferansın ana gündem maddesi Türk oyuncuları sormayı elbette ihmal etmedik: ”Altyapıdaki oyuncuların üst yapıya adım atamamalarının sebebi bence kendi içlerinde de yatıyor ve belki de Türk karakteristiği ile ilgili. Kulüpler olarak o yaştaki oyunculara her şeyi bir an önce sunmamızdan, belki de onların daha erken doyuma ulaşmalarından kaynaklanıyor diyelim. Oyuncular, bizde, genelde ihtiyaç döneminde çıkarlar. Cenk Akyol forvetsiz kaldığımız, Ender Arslan oyun kurucusuz kaldığımız dönemlerde üst yapıya geçtiler. Oyuncu yetişmediğine de çok katılmıyorum. Her jenerasyondan 15 kişiyi birinci lige almamız mümkün değil. Bir sirkülasyon olması gerekli. Bizim Avrupa’da en çok yarıştığımız dönemde Cedi, Furkan, Emircan gibi oyuncular A Takım’a yükseldi. İyi oyuncu ve iyi jenerasyon her zaman kendine yer buluyor. Bunun yabancı sayısıyla da altyapıdan sonraki eğitimle de alakası yok. Sadece doğru yerde, doğru zamanda, doğru antrenör ile çalışan oyuncular bu fırsatı değerlendiriyorlar. Konferansta aslında neden gençlere güvenip yer almadığımızı sormak isterdim. Halen aynı isimler halen benim takım arkadaşlarım orada oynuyor. Önerilerimden biri A Milli Takım’da 24 yaş seviyesinde dört tane oyuncu olması. Öneri çok, çözümü de biz gençlere güveneceğiz onlar da o güveni alıp devam edecek.”

efes ted doğuş balbay
Anadolu Efes SK (@AnadoluEfesSK)

EuroLeague ile FIBA arasında yaşanan savaş ve yavaş yavaş evrildiğini düşündüğümüz kapalı lig formatı konusunda Alper Yılmaz farklı düşünüyor: ”EuroLeague kapalı lig olma yolunda ilerlemiyor, bu karar alınacak olsaydı bu yaz alınırdı. Kapalı ligin Avrupa basketboluna zarar vereceğini düşünüyorum özellikle de ülke basketbollarına zarar verebilir. Kapalı lige bu yüzden FIBA ile EuroLeague arasındaki ilişkiler kopmadıkça gidilmeyecektir. Avrupa’da bir tane üst seviye lig var ki bunu FIBA da onayladı. En azından önümüzdeki sene için onayladı, sonrası bilinmez. Bu gerginlik her lige ve basketbol pazarına zarar veriyor. Bu durumun sadece tek bir taraftan da kaynaklandığı söylenemez. Sonuçta iki tarafın da uyuşmayan düşünceleri vardır. Ama bir şekilde bu sorunun alışması lazım. Hangi tarafın kazanacağından ziyade basketbolun kazanması lazım. Avrupa’da basketbolun önde gelen kulüplerinin basketbolun gidişatının ne tarafa olacağı yönündeki fikirleri ortada. FIBA da buna ayak uydurabilirse basketbolu daha ileri götürebiliriz. Ne zaman sonuçlanır bilemiyorum. Ama çekişme ile ilgili olarak son buz pateni federasyonu kararı var Avrupa Birliği’nin, tek elde karar verme mercii toplanamaz şeklinde. Bu durumda FIBA’nın organizasyonu yasaklama yetkisi kalmıyor. Bizde buna dayanarak kafamıza göre davranmadan ortaklaşa bir çözüm bulmaya çalışacağız.”

Alper Yılmaz, EuroLeague ve FIBA’nın yerel ligleri arasındaki kural farklılıkları konusunda Velimir Perasovic ve Zeljko Obradovic ile aynı fikirde: ”Koçlar haklı. Kural değişiklikleri yabancı konularında da var. FIBA’nın basketbol kuralları dört senede bir gerçekleşiyor. EuroLeague ona göre daha esnek. Buna alışacağız. Oyuncular alışacak. Sonunda ise ortak basketbol kurallarına gelinecektir.”

Spor yöneticiliği bağlamında akademik bir eğitim de alan Alper Bey ile bu konuya değindik; süreci kendisinden dinledik: ”EuroLeague’in Venedik Üniversitesi üzerinden yürüttüğü master programına katıldım. Onun haricinde İspanya ve Londra’da da eğitimler aldım. Ama bu benim için tamamen farklı bir konu. Dokuz yaşımdan beri basketbol oynuyorum. Sonra A Lisans antrenörlüğüm var. Basketbolu bıraktıktan sonra üniversite eğitimi aldım. Ben bu işin eğitimini işi yaparken aldım. Bana en büyük yararı dışarından nasıl göründüğü ve pazarlama konuları oldu. Ciddi şeyler öğrendim.”

Kelepçe lakabı! Kelepçe Alper Yılmaz’a bu lakabın sahibi olabilecek yeni bir Türk oyuncu olup, olmadığını sorduk: ”Takımdan direkt Doğuş Balbay. Basketbol artık çok değişik. Kelepçe olarak lakabı uygun görmem uygun değil ama Türkiye’nin en iyi savunmacısı bence Doğuş. Furkan Aldemir de uzun savunması konusunda Türkiye’nin en iyisi.”

Son sorumuz ise Anadolu Efes karşılaşmalarının maç biletlerinin sadece dijital ortamda yer alabilecek olması hakkında oldu: ”Kombine sayımızın artması bizim için sevindirici, farklı projelerimiz var fanzone kurmak gibi düşüncelerimiz de var ancak bu konuda attığımız temellerin sonucunu yıllar sonra göreceğimiz düşünüyorum. Bizim taraftar sayımız İstanbul’un diğer takımları ile de ilgili. Anadolu Efes’in geçmiş dönemde kazandığı başarılara binen sempati duyulan bir yapısı var. Bu halen de sürüyor. Ancak diğer takımların basketboldaki yatırım ve başarıları sebebiyle bu insanlar kendi takımlarını destekliyor. Başarı geldikçe tribünler dolacaktır.”

Bitiremedik röportajı, basketbol için Passolig iddiası var ne yazık ki, Alper Bey ise bizim kadar karamsar değil: ”Passolig tarzı bir uygulama gelir mi bilmiyorum ancak gelirse bizi etkileyeceğini sanmıyorum zira taraftar profilimiz bilinçli ve iyi.”


Röportaj | Yiğit Alp Kalkancı & Cengizhan Muratoğlu

12 YORUMLAR

  1. Anadolu Efes en büyük küçültmeyi altyapılarda yaptı. Bu yıl bütün kategorilerde Pertevniyal’den çıktı. Hatırlarsanız birkaç yıl önce de ücretsiz İlk Adım Basketbol okullarını kapatmıştı.

  2. bu kadar uzun yazıyı kim okuyorsa sabrını tebrik ederim.röportaj mı ebedi eser mi ? hala basketbolcuları ve basketbola eğilen gençleri şu savunma zırvalarıyla kandırmayın.savunma yaparak ancak ve ancak rol oyuncusu olursunuz ve 6-8 dk. sürelerde sadece baskı yapmak için oyuna girersiniz.hiç siz en iyi savunmacı en çok top çalan ya da en çok baskı yapan oyuncu ödülü duydunuz mu? işte türk basketbolunu da bu savunma zırvalarıyla dibe vurdurdunuz.top kullanacak oyuncumuz yok milli takımda.nba neden bu kadar popüler bir düşünün bence…

    • Hocam. bosuna nefesini tuketme, anlamiyor degil anlamak istemiyorlar/ kendi vizyonlarinca bir duzen kurmuslara yani at gozlugu takmislar, kim nederse savunmaya geciyorlar, bunuda bizlere agdali cumlelerle anlatmaya calisiyorlar , biz genciz ya anlamayiz ya/ Kafalari kumun icinde bana yol gostermeye calisiyorlar . kendi misyonunu ezberletiyo/ Kendi vizyonsuzluklarini vizyon saniyorlar/ halen ekoluz diyorlar/ ya dusun su genclerin yakasindan kendi isinize bakin/ bugunun genci neyapacagini cok iyi biliyor/ golge etmeyin baska bir seye gerek yok/ ama iste gel gor ki guc sizde, para ve imkan sizde/ neyse onumuzden cekilin onunda bi caresini buluruz biz/ Biz gelecegiz, siz gecmis/ fikrimizi bile almadan kararlar ,kanunlar yapiyorsunuz/ kendi beceriksizliklerinizi ortmek icin de gencler soyle , boyle/ yok ya/

  3. BİR ŞEYİ 40 DEFA SÖYLERSEN OLURMUŞ. GEÇTİĞİMİZ GÜNLERDE ÖMER ONAN; BUGÜN DE ALPER YILMAZ.. “GENÇLER YETERİNCE ÇALIŞMIYOR ÇALIŞSALAR KENDİLERİNİ GELİŞTİRSELER AMERİKALILARLA KOLAYLIKLA BAŞ EDEBİLİRLER.” ANLAMINDA YORUMLAR YAPTILAR. SÖYLEYE SÖYLEYE TÜRKİYE’DEKİ GENÇLERİN HEPSİNİN TEMBEL OLDUĞUNA İNANDIRACAKLAR NEREDEYSE BİZİ. DÜŞÜNCELERİNE SAYGI DUYMAKLA BİRLİKTE: KENDİLERİ DE DAHİL GEÇMİŞ JENERASYONLARDA TANINMIŞ BİRÇOK OYUNCU BU KADAR ÇOK AMERİKALI OYUNCUNUN OLDUĞU BİR SİSTEMDE ‘O DÖNEMDE ALDIKLARI SÜRELERİ ALAMAZLARDI.’ DİYE DÜŞÜNÜYORUM. SAYGILARIMLA.

  4. Forma verilmez alınır. Cedi Furkan nasıl aldıysa öyle alacaksın. Yoksa gelip zırlamayacaksın. Sınıf öğretmeninin oğlu tadında torpil beklemek yok artık…

  5. Elinde NCAA gibi güçlü bir yapı yoksa, gençler çok çalışırsa başarır gibi sözler haksızlık oluyor. Aynı yarış ortamı, eşit şartlar, eşit imkanlar olmadan tutup gençler tembel demek biraz haksızlık. Obra çok iyi bir koç ancak bunca sezon geçmesine rağmen hala bir genç yeteneği yukarı taşıyamamış olması garip değil mi? İzzet, Metecan, Kenan, Berk, Ömer Faruk ve şimdi de Egehan. Bunların hepsi tembel mi? Hiç mi istisna çıkmadı aralarından?
    Bence sistem yanlış, eğer yabancı oyuncu ve koç getirip kaliteyi yukarı çekebiliyorsan ve klüpler bunun sayesinde Avrupa’da daha üst seviyelere çıkabiliyorsa bunun karşılığını da almalıyız. Nasıl ki klüpler seviye atlamışsa, gelen koçlarda genç koçlara yol göstersin, genç oyuncularımız bu ligde oynayarak tecrübe kazansın. O zaman aldıkları parayı da hak etmiş olurlar. Bizlerde basketbola yatırdığımız paranın karşılığını tam olarak almış oluruz.
    Ben sabit fikirliyim ve bizim ülkemiz de kuralların çok net ve sert koyulması gerektiğini düşünürüm. Yoksa herkes ucundan çeker ve kurallar işlemez hale gelir.
    Örneğin; * Benchteki yabancı koç sayısı en fazla 2 olsun
    * U19 gelişim ligi kurulsun
    * BSL için sahada en az bir genç türk oyuncu(U22 & 23) zorunluluğu getirilsin
    * TBL için sahada en az bir genç türk oyuncu(U21) zorunluluğu getirilsin.(genç oyuncular için ücret limiti koyulabilir, ücretlerin çok yükselmemesi için, 50K$ gibi)
    * TB2L 20 takımlı tek bir grup yapılsın ve bu lig desteklensin.

    • Değerlendirilemeyen yetenek İzzet örneği çok manidar olmuş. Bugün bir oyuncu 2.12 boyu ile bırak SBL TBL’de takım bulamayıp Hırvatistan’da oynuyorsa daha neyi konuşuyorsunuz ? Herkes mi bu yeteneği gözden kaçırmış ?

  6. Anadolu Efes geçen onlarca yıl içerisinde gençlere en çok değer veren kulübümüz olmasına rağmen yine de basketbol kamuoyunun beklentilerini tatmin edici düzeyde olduğunu düşünmüyorum. Bu belki de kulübün hedeflerinin üst düzey hedefler olması sebebiyledir… Bu noktada ise şu sorulmalıdır. Bunca yıldır en yetenekli gençleri toplayıp yetenek havuz kuran bu kulüp seçilmiş olan gençlere bir noktadan sonra seviye atlatacak bireysel antrenman koçlarına sahip midir? Eğer öyle olsaydı yalnız ülke içindeki kulüplere değil Avrupadaki bir çok kulübe oyuncu vermiş olurdu! Dile kolay 40 yılı aşkın bir süredir basketbola hizmet ve katkı vermektedir. Aslında bu sorun yalınızca basketboldaki en köklü kulübümüzün sorunu değil genel olarak basketbolumuzun sorunudur. Bu yüzden ülkemizde kendini yenileyen ve yeterli düzeyde olan bireysel basketbol koçu yok… Bu nitelikteki koçlara yönettiği kurumda görev verecek vizyona sahip yöneticimiz de yok… Yönlendirme olmayınca gençler ne yapsın? Üst seviye oyuncu olmanın yolu doğru yetenek ve kişiliklerin doğru yönlendirilmesi ve bireysel antrenmanlarla geliştirilmesinden geçiyor… El oğlu bunları yaparak kulüplerin avro ve dolarlarını, gençlerin de sürelerini alıyor…. Gönül isterdi ki Anadolu Efes gibi köklü bir kurumun bünyesinde takım koçlarının yanında en iyi bireysel koçların da bulunması ve yetenek havuzundaki gençlerin doğru yönlendirmelerle üst seviyeyi zorlayan genç oyuncular olarak piyasaya girmeleriydi… Maalesef durumun böyle olmadığını görebiliyoruz…
    Savunma-hücum konusuna gelince, basketbolun doğası gereği iyi bir üst seviye oyuncusu hem savunmayı hem de hücumu iyi düzeyde yapabilen oyuncudur. Herhangi birini es geçmek doğru olamaz… Üst düzey basketbolda buna yer yoktur… Oyunun görselliğini yani şov yönünü ön plana çıkartıp pazarlayan NBA’de aslında seyirciye pazarlanan oyunun hücum yönüdür ancak telafisi olmayan final grubu maçlarında oyuncuların savunma yönlerinin de ortaya çıktığını görüyoruz…. Dolayısıyla oyunun her iki yönünü de oynayabilen oyuncular aranan ve değerli olan oyunculardırlar diye düşünmekteyim….

  7. Bu yazıya yaptığım yorumun niye onaylanmadığını öğrenebilir miyim acaba? Hakaret yok küfür yok, bu sitede yayımlanan pek çok yoruma göre çok daha hafif, açıklama yaparsanız sevinirim, yaptığım gayet normal bir yorumu dahi yayımlamayacaksanız, “özgür basketbol sitesi” gibi ifadeler kullanmamalısınız bana göre.

    • Beyefendi, yorumlarda argo bir kavram ya da kaba bir anlatım gördüğümüz anda yorumu onaylamıyoruz. Sizin onaylanmayan bir önceki yorumunuz da bu bağlamdaydı.

      • Bu sitedeki kimseyi “beceriksiz” kelimesinin argo olduğuna inandıramazsınız bence. Ayrıca bir ton para harcamasına rağmen 15 yılı aşkın süredir tek bir kez Euroleague’de final four oynayamayan takıma ne denir ki başka. “Sittin sene” de Türkçe’mizde kullanışı gayet olağan olan bir kelimedir, argo da değildir. Yorumları onaylamak sizin işiniz, yanlış anlamayın lütfen ama bence söylediğiniz gibi bir kabalık veya argo kullanım yoktu. Teşekkürler.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlgili Haberler