Acıbadem Turnuvası’nın Ardından

Acıbadem Turnuvası’nın son günü hariç (Caferağa’daki genç erkek maçına gittiğim için, son gün gidemedim) ilk 2 gün biraz şehir merkezine uzak olsa da, Acıbadem Üniversitesi’nin oldukça üst seviyede olan Kerem Aydınlar Kampüsü’nde, 4 TBL takımını sezon öncesi yakından izleme fırsatı buldum.

Salon elbette maç için ideal değil fakat antrenman için oldukça iyi. Keza genel olarak zaten tesis de 4/4’lük. Bu sene Sırbistan’ın 2 devi Kızılyıldız ve Partizan’a sponsor olan Acıbadem, aynı zamanda TB3L veya Bölgesel ligde mücadele edecek bir de takım kurdu.

Projenin başındaki isim şu anda Eskişehir Basket takımını çalıştıran (Eskişehir Basket de idmanlarını Acıbadem’in tesisinde yapıyor), Alp Bayramoğlu. Altyapının başında olan, A Takımın da bu sene koçluğunu yapacak isim ise, U16 Avrupa Şampiyonası’nda düşük beklentilerle gittiğimiz turnuvada derece yaparak, turnuvayı 4. Sırada tamamlayan takımın başındaki, Onur Çetin. Kağıt üzerinde her şey oldukça iyi duruyor. “3 senelik bir hedefimiz var” diyen Onur Çetin, biraz daha bu senenin deneme niteliğinde olduğunu, önümüzdeki seneden itibaren genç oyuncuların kalabileceği lojman projesini de hayata geçireceklerini söylüyor.

Turnuvaya gelecek olursak, takım takım ilerleyelim istiyorum. İlk önce turnuvayı kazanan Efes’ten başlayalım.

Anadolu Efes

Koçluğa Avrupa basketbolunun efsanelerinden Dusan Ivkovic’i getiren Efes, turnuvayı izlemedeki en büyük nedenlerimden birisiydi. Cenk Akyol ve Birkan Batuk’un sakatlıklarının ardından Furkan Korkmaz’ın da iyice takımda kendine rol bulmasıyla, Efes basketbol gözlemcilerinin bu yıl en çok ziyaret edeceği veya kayıttan izleyeceği takımlardan birisi olacaktır.

Takımdan başlamak gerekirse, 1 numara pozisyonunda iki oyuncuları (Doğuş&Draper) daha çok işin hücum kısmından ziyade, savunma kısmında çok iyi olan isimler. Draper’in yine pNr oyunu elit seviye olmasa da, iyi olduğunu varsayabiliriz. Ama genel olarak Doğuş da, Draper da hücumda çok kısıtlı oyuncular, hele ki bir Euroleague takımının hücumunu yönlendirebilecek kapasitede değiller. Eksi yön bu. Artısı ise, ikiside tam sahada rakip takımın oyun kurucusuna müthiş baskı yapıp, işini maksimum derecede zorlaştırıyor. Zaten genel olarak ben Efes’in savunmadaki potansiyelini çok iyi gördüm.

Planinic’in şu günlerde Pertevniyal ile idmanlara çıktığını, yani tamamiyle gözden çıkarıldığını düşünürsek, Efes’in PG rotasyonunda pek bir değişilik olmayacak. Bununla birlikte benim anladığım, Efes daha çok transition takımı olacak. Acıbadem’de de bu 2 guard ve genel olarak Efes ne zaman açık sahayı bulup, koşmaya başladıysa, o zaman durdurulamaz bir takım oldu. Fakat ne zaman oyun 5’e 5 oyuna sıkıştı,o zaman Efes, Saric’in isolation veya takımın pivotu (genellikle Lasme, geldiğinde Krstic de olacaktır) ile oynadığı ikili oyunlara kaldı. Elbette 4 numara olarak kullanılan Saric’in de bol bol topla haşır neşir olacağını, Acıbadem turnuvasından gördük.

Genç oyunculara gelecek olursak; Cedi zaten artık A Takım oyuncusu olmuş gibi. Elbette daha gideceği çok yol var ve hala kendini geliştirmesi gerekiyor fakat sahadaki duruşu, hareketleri bir A Takım oyuncusunu andırıyor. Bunda elbette ilk önce geçen sene Efes’te aldığı ciddi süre ve rolün, ardından U20 Avrupa Şampiyonası’nda takımını şampiyonluğa taşıyıp, MVP ödülünü alması ve en önemlisi Dünya Kupası kadrosuna girip, iyi bir turnuva geçiren milli takımın bir parçası olmasının etkisi büyük.

Çoğu kişiyi heyecanlandıran isim ise TrendBasket’te son 2 senedir çok bahsettiğimiz, şuradan da çok daha detaylı değerlendirmemi bulabileceğiniz, Furkan Korkmaz idi. Açıkçası ne yalan söyleyeyim, “Ivkovic, Furkan’ı Efes’in kadrosuna aldı, Pertev genç ve A Takım oynamayacak, sadece Efes’le olacak” dendiğinde, şaşırdım ve bir yandan da sevindim. Ben bir sene daha Efes’le idmanlara çıkıp, Pertev’de oynayacağını düşünüyordum. Eminim ki Furkan ve çoğu kişinin de beklentisi bu yöndeydi. Sahada yetenek-beceri taraflarından kesinlikle sırıtmıyor. Fiziksel olarak, en nihayetinde biraz güçsüz kalıyor ancak bunun Furkan’ın endişeleneceği son şey olması lazım. Cenk ve Birkan’ın sakatlıklarının ardından takımda kadroya girmesine kesin gözüyle bakılan Furkan, ciddi de süreler alacaktır kendi yaşına göre, en azından bu 2 oyuncu iyileşene kadar. Şu anda hala normal olarak heyecanlı ancak bu heyecanını da ben Gloria Cup’ın ardından, Türkiye Kupası başlangıcı atacağını düşünüyorum.

Efes’i Gloria Cup’ta, “asıl rakiplerine” karşı izledikten sonra, biraz daha kesin yorumlar yapmak daha doğru olur. Tüm saygıyla birlikte nitekim karşılaştıkları 3 rakip de Efes ile pek boy ölçüşemeyecek takımlar.

Eskişehir Basket

Bu sene takdir ettiğim bir şekilde, 2 tane ’95 doğumlu (Metecan&Kartal), 1 de ’93 doğumlu (Buğrahan) oyuncuyu Türk oyuncu kadrolarına katan Eskişehir Basket, elbette turnuvada biraz kötü gözüktü. Ama benim bu sene yakından takip edeceğim bir takım olacak. Takımın 2 tecrübeli oyuncusu Reha Öz ve Ümit Türkoğlu da -özellikle Ümit Türkoğlu-, genç oyunculara sürekli kenardan veya sahadayken, destek veriyorlar.

Edirne’den Eskişehir’e taşınan bu organizasyonun herhalde bu sene hedefi ligde kalmak olacaktır. Yabancı tercihlerini bir turnuva izledikten sonra yargılamak yanlış olacaktır fakat keşke Yunan guard Athinaiou ve çaylak uzun Bachynski yerine, daha sağlam 2 oyuncu alabilselermiş. Onun dışında kadrodaki diğer yabancıları beğendim.

Athinaiou hakkındaki görüşümün pek değişeceğini zannetmiyorum ama Bachynski hakkında olumsuz düşünürken de aklıma AJ Ogilvy geldi. Hatırlayanlar hatırlar, Ogilvy de Beşiktaş’taki sezonuna çok kötü başlamış, çoğu kişi eleştirmişti ancak daha sonra müthiş bir çıkış yakalayarak o sezonun ligdeki en iyi uzun performanslarından birine imza atmıştı. Eskişehir Basket de o ışığı görüyorsa Bachynski’de ısrar etmeli. Sonuçta ilk kez ülkesinin dışına çıkan ve farklı bir basketbola ayak uydurmaya çalışan bir oyuncudan bahsediyoruz.

Alp hoca ve ekibinin işi kolay değil, nitekim çoğu kişi onları küme düşme adayı olarak gösteriyor ancak genellikle genç bir kadro, Eskişehir’de iyi bir atmosferle birlikte ligin enteresan takımı olabilirler…

İBB

Aslında İBB’nin kadrosuna baktığımız zaman yerli açısından bence Eskişehir’den de, Trabzon’dan da daha iyi ve tecrübeli bir kadro olduklarını söyleyebilirim. Geçen sezon kötü Aliağa’da iyi performans sergileyen Bora Paçun, Can Akın&Caner Topaloğlu gibi iki tecrübeli guard ve forvete sahipler. Kadroyu tamamlamak için 2 genç oyuncu Mehmet Şanlı ve Doğukan Tekfidan’ı da transfer etmiş koç Murat Polat.

Yabancılara gelecek olursak yine hepsi bireysel açıdan baktığımızda iyi isimler. Geçen sene Panathinaikos’ta oynayan guard Zack Wright, Union’da iyi sezon geçiren ve Acıbadem turnuvasında da iyi bir görüntü veren uzun Alex Stephenson, artık ligi ve ülkeyi tanıyan Tofaşlı Balazic, ben pek overall baktığımda beğenmesem de yeteneği tartışılmayacak eski Antepli Isaiah Swann gibi oyunculara sahipler.

İBB’nin biraz daha zamana ihtiyacı olduğu kesin. Takımın Hakan Yavuz’a transfere bile neredeyse başlamışken devam etmeyeceğini bildirmesi, bir anda Murat Polat’ın koçluğa gelmesiyle her şey çok kısa zamanda gelişti. Bu turnuvaya bakarak İBB hakkında olumsuz olur görüşüm ama dediğim gibi, biraz daha izlemek lazım, kesin bir yargıya varmak için.

Trabzonspor

Kadro kalitesi olarak baktığımızda Hakan Demir’in Trabzonspor’u turnuvada Efes’in ardından gelen takımdı. Gani Lawal, Andrija Stipanovic gibi bence iki kaliteli, kalıplı uzuna sahip olan Trabzon, Hakan hocanın çok yakından tanıdığı Sean Marshall’ı da takımın skorer oyuncu pozisyonuna transfer etti, beklenildiği gibi. Hardy tercihi de bence oldukça iyi. Ben sadece Randle’ın oyununu pek beğenmiyorum. İstatistik hanesine baktığımız zaman işler çok iyi gözüküyor ama sanki sahada takımını oynatmaktan daha çok, atıcı bir guard.

En önemli ve riskli hamlesi ise Bordo-Mavili ekibin, Novica Velickovic oldu. Kariyerinde yaşadığı sakatlıklar yüzünden bir türlü beklenen Euroleague seviyelerine istikrarlı bir şekilde oyuncu olamayan Velickovic’i almak -tahmin ediyorum onu Trabzon’a getirmek için verilen para da çok ekonomik değildir- bir risk. Ödülü büyük ama büyük ihtimalle sakatlanıp, sizi yarı yolda da bırakabilir. Acıbadem turnuvasına da gittim, tribüne oturdum ve Velickovic’in ısınmadığını, kenarda oturduğunu gördüm. Umarım bu küçük bir sakatlık problemidir ve sezona yansımaz.

Yerli hamleleri de yine ben iyi olarak görüyorum. Uşak’tan ayrılan Alper Saruhan, TBL seviyesinde iyi bir Türk oyuncudur.  Zaten yabancı sınırlamasının gelmesiyle kaç takım, ne kadar Türk oyuncu oynatacak ki? Belli ki Trabzon’da bunu düşünerek, çok fazla bütçeyi aşmadan, 1 iyi, 5 vasat Türk oyuncu eklemiş kadrosuna.

Velickovic bence Trabzon’un hücumda önemli bir silahı ve koç Hakan Demir’in de planlarının önemli bir bölümünü kapsıyor. O yüzden, bu Trabzonspor’u bir de onunla izlemek şart. Daha sonra iyi veya kötü yorumunu yapmak daha doğru.

3 YORUMLAR

  1. Sayın Pelister, Velickovic Bursa’daki turnuvada adale sakatlığı yaşadı. Bu hafta çalışmalara başlayacak. Bizi asıl kaygılandıran Tutku Açık’ın durumu. Randle’ın parkede olduğu dakikalarda daha tempolu oynamaya çalışıyoruz. Sete set kaldığımızda oyunu açmak için Tutku şart. Gerçi Can Korkmaz’ın gelişimini de ilgiyle takip ediyoruz.

    • Bilgi için teşekkür ederim. Tutku’nun durumu onemli, dedigim gibi Randle bu kadar cok Atıcı, skorer oyuncunun oldugu takimi yonlendiremez cunku o da oyle. Can Korkma kotu gormedim sakatliktan iyi cikmis. Velickovic ile tekrar gormek lazim dedigim gibi…

      • Rica ederim. Tutku yaklaşık bir ay daha takımdan ayrı kalacakmış.
        Velickovic yokken, (Efes maçı hariç) 4 kısayla run & gun oynadığımız dönemlerde Randle fena değildi aslında, özellikle Edirne (Eskişehir) maçında Hardy’yi oyuna sokmaya çalıştı.
        Hakan Hoca için Tutku ve Velickovic’in tecrübesi önemliydi. Velickovic’i artık Pınar Cup’ta seyredeceğiz. Geçen yıl sakatlıktan çok çektik (el-Amin, Tutku, Can, Penney). Bu yıl daha sağlıklı geçer inşallah (Bütün takımlar için).
        Bir de Stipanovic için ne diyorsunuz? Hazırlık maçlarında hem bitiriciliği (5 hazırlık maçında %71 isabetle 17,6 sayı 6,0 rib) hem de savunmadaki gayretiyle biz beğendik. Milli takımdan müthiş döndü. Sizin değerlendirmenizi de merak ediyorum.
        Can Bursa’da daha iyiydi. Acıbadem’de şut sokamadı. Fakat Lawal’ı çok iyi besliyor. Zor bir sakatlıktan geldi.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlgili Haberler